Belirsizlikler Arasında Büyük Resmi Görmek – Stratejik Finansal Yönetim
İş dünyasında kalıcı başarı, yalnızca günlük operasyonel zorlukları çözmekle değil, aynı zamanda büyük resmi görebilmekle, güncel ekonomik/politik dinamikleri doğru okumak ve stratejik finansal kararlar almakla da ilgilidir. Küresel ekonomi, sürekli değişen dinamikleriyle firmalar için fırsatlar ve riskler sunar. Ancak bu değişimlerin doğru bir şekilde analiz edilmesi ve yönetilmesi, işletmelerin uzun vadeli başarılarını doğrudan etkiler. Stratejik finansal yönetim, firmaların sürdürülebilirliğini sağlamak ve geleceğe güvenle adım atabilmek için hayati bir öneme sahiptir.
Özellikle son yıllarda, dünyadaki ekonomik ve politik belirsizlikler, finansal kararların her zamankinden daha dikkatli alınmasını zorunlu kılmaktadır. İşte bu noktada, ekonomi konjonktürünü doğru analiz etmek ve buna göre aksiyon almak, firmaların hayatta kalma ve büyüme stratejilerinde kritik bir rol oynamaktadır.
Basit Çözümlerle Karmaşık Sorunları Aşmak, Pratik Çözüme Odaklanmak
Birçok kişi için hayat, zaman zaman karmaşık ve zorlayıcı hale gelir. Bu, bazen küçük bir problemin büyük bir engel gibi görünmesine yol açabilir. İşte size bunu anlatan sevdiğim bir fıkra:
Bir bankada müdür olarak çalışan Murat Şahin, yoğun stres nedeniyle uyku sorunları yaşamaktadır. Geceleri yatağının altında birinin olduğuna dair sürekli bir korku duyuyor, bu yüzden hiç uyuyamıyordur. Defalarca doktora gitmiş, bir sürü tedavi ve yöntem denemiş, hatta parasının büyük bir kısmını harcamış, fakat hiçbir sonuç alamamıştır. Üstelik, bir süre sonra işinden de olmuş ve bu stresle daha da iç içe girmiştir. Nihayet, cebinde kalan son parayla kafasını dağıtmak amacıyla bir bara gitmeye karar vermiştir. Barmenle dertleşirken, barmen Murat’a bir çözüm önerir: “Yatağının ayaklarını kes.” Şaşkın bir şekilde bu öneriyi uygulayan Murat, ertesi gece derin bir uyku çekmiş ve uykusuzluk sorunu bir anda tamamen çözmüştür.
Kıssadan hisse: Bazen devasa gibi görünen sorunlar, çok basit ve akıllıca çözümlerle giderilebilir. Bu, yalnızca kişisel yaşamda değil, firmaların yönetiminde de geçerlidir. 25 yılı aşkın bankacılık ve finans sektöründeki tecrübemden şunu çok iyi öğrendim ki, büyük ve köklü kurumsal yapılar bile bazen kritik stratejik hatalar yapabilir, yanlış finansal veya yönetsel kararlar telafisi olmayan sonuçlara yol açabilmektedir. Bu durum, güçlü organizasyon yapıları, deneyimli finans yönetim kadroları ve uzun geçmişi olan firmalar için dahi geçerli olabiliyor. Hatta daha da dikkat çekici olan, bu hatalarda bazen ısrar edilmesi veya hatanın başka hatalı kararlarla çözülmeye çalışılmasıdır.
Buna bağlı olarak, iş dünyasında en önemli çıkarımım, işletme körlüğü yaratmaktan kaçınılması gerektiğidir. Stratejik finansal yönetim, firmaların sürdürülebilirliği ve uzun vadeli başarıları açısından hayati önem taşır. Eğer bu yönetim anlayışı sağlıklı bir şekilde uygulanmazsa, her şeyin temeli sarsılabilir. İşte bu sebeple stratejik finansal yönetimin başarısı, temelde “büyük resmi” görmekle ilgilidir.
Bir firmayı yönetenler, tüm kararlarında, yalnızca kısa vadeli kazançları değil, uzun vadeli sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurmalıdır. Bu çerçevede, benim bakış açımdan içinde bulunduğumuz konjonktürü de göz önüne alırsak firmaların başarısını sağlayacak ve yukarıda özetlemeye çalıştığım stratejik finansal yönetim perspektifiyle en temel altı prensibi şu şekilde özetleyebiliriz:
- Küresel/yerel ekonomik ve politik trendleri yakından takip etmek (Trend is your friend): Küresel ekonomi sürekli değişiyor ve bunlara uyum sağlamak, fırsatları değerlendirmek kadar risklerden kaçınmak için de her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Örneğin, merkez bankalarının altın alımları, döviz ve faiz politikaları, dünya çapındaki ticaret savaşları ya da yeni ekonomi modelleri, bir firmanın stratejik planlarını doğrudan etkileyebilir.
- Nakit akışını önceliklendirmek (Free cash flow / EBITDA balance): Bir firmanın hayatta kalması için nakit akışı temel bir unsurdur. İşletmenin tüm finansal sağlığı, ne kadar verimli nakit akışı sağlandığıyla doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle nakit yönetimi, stratejik kararların merkezinde olmalıdır.
- Raporlamaya önem vermek ve sayılara hakim olmak (You can’t lead a company if you don’t get the numbers): Sayılar, işletmenin kalbidir. Bir firmayı yöneten liderlerin, şirketin performansını anlaması ve yönlendirmesi için sayılara hâkim olmaları hayati önem taşır. Finansal raporlar, işletmenin mali durumu hakkında net bir resim sunar ve doğru kararlar alabilmek için gereklidir. İşletmelerin gelir-gider dengelerini, nakit akışlarını, borç seviyelerini ve diğer kritik finansal göstergelerini düzenli olarak izlemek, stratejik yönelimlerin belirlenmesinde temel bir rol oynar. Sayılar, bir işletmenin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koyar, potansiyel riskleri ve fırsatları işaret eder. Eğer bir lider, bu sayılarla olan ilişkisini güçlendirirse, sadece şirketin bugünkü durumunu değil, gelecekteki yönünü de daha etkili bir şekilde şekillendirebilir. Bu nedenle finansal raporlama, sadece geçmişin değerlendirilmesi değil, aynı zamanda geleceğe dair sağlıklı bir öngörü geliştirilmesinde de kritik bir araçtır.
- Dinamik bir bütçe hazırlamak ve bu bütçe ile ilgili aksiyon planları oluşturmak: Planlar, değişen koşullara göre şekillendirilmeli ve her durumda hızlı bir şekilde revize edilebilmelidir. Bütçeler, sadece rakamlardan ibaret değildir; aynı zamanda bu rakamların gerisindeki stratejik düşüncelerin somut birer göstergesidir.
- Verimlilik :
- Yukarıdaki ilk beş prensibi etkin bir şekilde uygulayacak firma organizasyon yapısını yeniden yapılandırmak – Türkiye için fırsatlar