Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin AB önünü açın, biz de başka ülkelerin önünü açalım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " Türkiye'yi Avrupa Birliği kapısında 50 yılı aşkın zamandır bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum ama aynı zamanda Vilnius'ta da sesleneceğim; önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Litvanya'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin, NATO misyon ve harekatlarına en çok katkı veren ilk beş müttefikten biri olarak üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin karada, denizde, havada ileri teknolojilerden yararlanarak, ittifaka ciddi kuvvet ve yetenekler sağladığını vurguladı.

Erdoğan, NATO'nun da sınırları olan güney hudut bölgelerinde ve ötesinde terörle mücadelelerinin devam ettiğini dile getirerek, "Kitlesel düzensiz göç hareketlerinin önlenmesinde ve idaresinde küresel ölçekte kritik roller üstleniyoruz. Tehditlerin arttığı bir dönemde müttefiklerimizle birlikte Vilnius'ta ittifaka verdiğimiz önemi teyit edeceğiz. Zirve marjında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili temaslarda bulunacağım. Litvanya ziyaretimin ülkemiz, ittifakımız ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu.

Litvanya ziyareti vesilesiyle bir gerçeğin altını özellikle çizmek istediğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu an 50 yılı aşkın zamandır Avrupa Birliği kapısında bekletilen bir Türkiye var ve şu anda NATO üyesi ülkelerin hemen hemen tamamı Avrupa Birliği üyesidir. Türkiye'yi Avrupa Birliği kapısında 50 yılı aşkın zamandır bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum ama aynı zamanda Vilnius'ta da sesleneceğim; önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile ilgili nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım." dedi.

Erdoğan, dün akşam ABD Başkanı Joe Biden'a da bu ifadeleri kullandığını aktararak, "Vilnius'ta da bu açıklamayı yapmak durumundayım. Çünkü ben de şuna inanıyorum; milletimin bizden beklentisi var. Milletimizin bizden beklentisini de artık daha kaldıramayız. 50 yılı aştı. Biz Türkiye'yiz. Biz bir Çatladıkapı ülkesi değiliz. Bunun bilinmesi lazım. Zirve marjında yapacağım görüşmelerde devlet ve hükümet başkanlarıyla bu temasları yaparken bunları da ifade edeceğim. Litvanya ziyaretimin ülkemiz, ittifakımız ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

"İklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntıları tüm dünya gibi ülkemiz de giderek daha fazla hissediyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz bölgesinde meydana gelen şiddetli yağış ve sellere değinerek, selden olumsuz etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulundu, şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

"Devletimiz her zaman olduğu gibi vatandaşının yanındadır." diyen Erdoğan, "Nitekim ilgili bakan arkadaşlarımız süratle sel bölgesine intikal etmişlerdir. Biz de kendilerinden hem sahadaki durum hem de yürütülen faaliyetlere dair düzenli bilgileri almaktayız. Maalesef iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntıları tüm dünya gibi ülkemiz de giderek daha fazla hissediyor. Rabbim ülkemizi her türlü afetten muhafaza buyursun." değerlendirmesinde bulundu.

"Sayın Putin'le önümüzdeki ay bir ziyaret bekliyoruz"

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan'a, 17 Temmuz'da bitecek Tahıl Koridoru Anlaşması'nın uzatılması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yakın zamanda bir temasının olup olmayacağı soruldu.

Putin'den gelecek ay bir ziyaret beklediklerini belirten Erdoğan, "Eğer Sayın Putin'in Türkiye ziyareti gerçekleşirse tabi bunu yüzde 100 görüşeceğiz. Yüz yüze yapacağımız görüşmelerle de bu konuyu ele alacağız. Ukrayna bu konuda 'Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız.' diyor. Sayın Putin'le yapacağımız görüşmede de ben, Sayın Putin'den farklı bir şey beklemiyorum. İnanıyorum ki Sayın Putin de bugüne kadar bu konuda nasıl bir duruş sergilediyse bundan sonra da aynı duruşu sergileyecektir. Telefon diplomasisi noktasında da arkadaşlarım zaten kendileriyle bu konuları enine boyuna görüşüyorlar."

(Sürecek)