Etnik pop müziğin başarılı ismi Davut Güloğlu, 2023 milletvekili seçimleri için Yeniden Refah Partisi İstanbul 1. Bölge 2. sıra milletvekili adayı oldu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan İstanbul Milletvekili seçildi.
Genel Başkan Yardımcılarından Cemil Çolak ile Genel Başkan Danışmanı Davut Güloğlu ise İstanbul'dan milletvekili seçilebilmek için yeterli oyu alamadı.
Davut Güloğlu ile gündeme damgasına vuracak çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yeniden Refah Partisi'nden milletvekili olarak girdiniz ama kazanamadınız, hayal kırıklığı yaşadınız mı?
Hayal kırıklığı yaşamam mümkün değil, çünkü parti olarak hedefimiz Milli Görüş’ü milletin meclisine taşımış olmaktı. Bizlerin yaşayacağı tek hayal kırıklığı, daha fazla milletvekilimizi meclise taşıyamamış olmaktır. Lakin milletimizin takdirine saygımız sonsuzdur. Bizlere teveccüh eden vatandaşlarımızın şüphesi olmasın.
Yeniden Refah Partisi milletvekillerinin her biri 10 vekile bedel mücadele gösterecektir.
Parti içinde bundan sonraki adımlarınız neler olacak?
Parti içinde Genel Başkanımızın takdirleri ve Milli Görüş politikalarımız nasıl bir görev uygun bulursa yine orada çalışmalarımıza devam edeceğiz.
İlk defa siyasi arena da sizi gördük...
Siyasete adım atmanıza vesile olan neydi?
Siyasete adım atmama vesile olan kişi Dr. Fatih Erbakan’ın kendisidir. Öyle ki Milli Görüş’ü köşede bucakta bırakmayarak bu mücadele yoluna girmesi beni teşvik etmiştir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a genç yaşımdan itibaren hayranlık ve gençlik dönemimde çokça emeklerim mevcuttu. Bugün siyasete ön ayak olanlar yine kendileridir. Milletimizin yarınları ve toplumsal yanlışlara dur demek üzere siyasete Fatih Erbakan’ın önderliğinde bu yolda bismillah dedik. Hayırlısı olur umuyorum.
Fatih Erbakan ile tanışmanız ve dostluğunuz nasıl başladı?
Dört yıl önce şehirlerarası Bolu yolundan geçerken, yollarda yanımızdan geçen araçların üzerinde Dr. Fatih Erbakan’ı ve Yeniden Refah Parti amblemini gördüğüm an geçmişten bu yana gençlik yıllarımdan miras bir logo ve parti adı görmek beni duygulandırdı. Bu duyguya karşı gelemedim ve kongreye sürpriz bir ziyarette bulundum. Genel Başkanımızla karşılaşmamız ve onun bu mücadelesine şahit olmak dostluğumuzun temellerini oluşturdu. Bu yolda omuz omuza, Dr. Fatih Erbakan’ın önderliğinde bir mücadeleye MKYK üyesi ve Genel Başkan Danışmanı olduğum andan itibaren başladık.
Tabi ki bu süreçte bilgi akışı ve iletişim mahiyetinde, dostum İsmail başkanımı ve Genel Başkan Yardımcısı Cemil başkanımızı unutmamak gerek.
ADİL DÜZEN İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
Fatih Erbakan ile bundan sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Dr. Fatih Erbakan’ın bana özel söylediği bir ismim ve lakabım vardır. "Doğrucu Davut" Buradaki ima ve söylemi şöyle açıklayalım. Ben doğruya doğru demeyi seven ve güce yada menfaate göre görüşünü değiştiren biri olmadım. Gerektiği zamanlarda yanlışa dur diyecek cesarete sahip oldum. Bu nedenle bana yanlışları kesip atacak bir hak ve mecazen bir balta vermiştir.
Ben de bu süreçte kendisine destek, güç ve doğruları söyleyecek bir yol arkadaşı olarak sahip çıkacağım. Genç yaşında büyük bir yükün ve yolun içinde olduğuna bizzat şahitlik ettim. Ahlak ve maneviyatın önemsendiği, adil düzen olarak isimlendirdiğimiz bir adaletin tesisi için çalışmalara devam edeceğiz.
BİR CİNAYETİN MÜTEŞEBBİSİ VE SANIKLARINA İDAM İLE YARGI YOLUNU AÇMAK İSTİYORUZ
Yeniden Refah Partisi'nin Cumhur İttifakı'na katılmak için 5 şart sunduğu, bu şartlar arasında LGBT derneklerinin kapatılması ve 6284'ün kaldırılmasının da bulunduğu ifade edildi. Bunlar için ne söyleyeceksiniz?
Bizler Cumhur İttifakı’na katılmak için 5 şart sunmadık. Toplam 30 şart sunduk. Bunların özetlenmiş bir metni mutabakata yansıtıldı. Bu nedenle düzeltmiş olayım. Bunların içinde tarım, sağlık ve istihdam politikalarıda mevcuttur.
CİNSEL YAŞAMLARIN DERNEK VEYA VAKIF ÇATISI ALTINDA ÖRGÜTLENMESİNE KARŞIYIZ
LGBT derneklerinin kapatılması kısmına gelince; heteroseksüel vatandaşlarımızın bir derneğe ihtiyacı olmamasını gösterebiliriz. Bizler özel yaşamımız ve insani tüm yanlarımızın propagandasını yapmıyoruz. Bizler kişilerin toplumumuzun temellerine ve ahlakına yönelik zarar verecek oluşumları desteklemiyoruz. Bizler cinsel yaşamlarımızın bir propaganda aracına dönüştürülmesine ve dernek-vakıf çatısı altında örgütlenmesine karşıyız.
CİNSİYETÇİ YAKLAŞIMLARA KARŞI 6284'ÜN ORTADAN KALDIRILMASINI SAVUNUYORUZ
Özel yaşamımız ve sağlık konusu olacak tüm tercihlerimizin yine özel hayatımızın sınırlarında kalmasını istiyoruz. Eğer LGBT derneklerinin organize ettiği yürüyüşlerde,
"İmam Hatipler kapatılsın" gibi el afişleri ve sloganlar duyuyorsak; bu zaten bir hak talebinde olan vatandaşların organizasyonu olmaktan çıkar, tamamen belirli amaç ve hedeflere göre fonlanan bir örgüt kimliği kazanır. Bizler özel yaşamlarında vatandaşlarımızın özgür olduğunu ancak tercihlerini özendirecek yada reklamını yapacak kadar ahlaksızca bir tutumda bulunmalarını kabul etmiyoruz.
Özel şirketler ve esnaflarımıza zorla eşcinsel kimliklerin işe alınıp istihdam edilmesi gibi bir zorunluluk ortaya koymak bir kere liberal ve özgür ekonominin önüne taş koymaktır. Ayrıca bizler toplum ahlakına ve kutsal olarak gördüğümüz değerlerimize yönelik zıt biçimde bir eylemde bulunacak olursak kendimizi sorgulamamız gerekir. Keza aynı durum 6284 içinde geçerlidir. Toplum yapısına ve aile değerlerine uygun olmayan bu kanunun bir an önce düzenlenmesi ve toplumsal değerlerimize uygun biçimde revize edilmesi gerekir.
Kadının beyanı esastır ilkesince değil; adaletin cinsiyeti olmaz dediğimiz temel hukuk normlarınca hareket etmeliyiz.
TOPLUMDA KADIN VE ERKEK DEĞİL DOĞRU VE YANLIŞ VARDIR
Bizler adalete bile pozitif ayrımcılık gösteriyorsak, adaletin neden yeterince kabul görmediğini anlayabiliriz. Bakın, toplumda kadın ve erkek değil; doğru ve yanlışlar vardır. Elbette kadınlarımızın fiziki güç unsurlarınca şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Buna karşılık özel çalışmalar ortaya koyduk. Cezanın caydırıcı tarafında bile 6284’ün yetersiz kaldığını ve cezaların caydıracak ölçüde ağırlaştırılmasını savunuyoruz. Örneğin; kadın yada erkek farketmeksizin, bir cinayetin müteşebbisi ve sanıklarına idam ile yargı yolunu açmak istiyoruz. Kısas istiyoruz.
BİZLER AİLELERİ VE DEĞERLERİ KORUMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK
Elbette bunlar somut biçimde ispat edilebilecek suçlar kapsamında olmalıdır. Kadınlarımızın haklarına engel olmak bir yana dursun, kadınlara yönelik gösterilen haksızlıklara karşı eğitim, ahlak ve maneviyatla üstesinden gelmeliyiz mesajı veriyoruz. Bir ailenin temel taşlarından biri annelerimiz, kadınlarımızdır. Bizler aileleri ve değerleri korumak için yola çıktık. Bu nedenle kadınlarımızın haklarına engel olmak değil, arttırıcı ve daha korunaklı hukuki sistemler inşaa edebilmek
için çalıştığımızı ifade ediyoruz.
Bizlere bu iftirayı atan kişiler acaba hayatlarında Yeniden Refah Partisi’nin ortaya koyduğu hukuki çalışmaları bir kez olsun okumuşlar mıdır ? Bizler kadınlarımızın haklarını arttırmak ve aile unsurları bakımından daha kutsal bir noktaya
taşımak üzere çalışıyoruz.
6284 AİLE DEĞERLERİ AÇISINDAN MANTIKSIZ VE CİNSİYETSİZLEŞTİRMEYE YÖNELİK HİZMET EDEN KANUNDUR
Öncelikle şantaj, tehdit ve nefsi durumlara gebe olacak olan ve temel hukuki-adalet normlarına zıt olan cinsiyetçi yaklaşımlara karşı 6284’ün ortadan kaldırılmasını savunuyoruz. Çünkü bu kanun; çocuklarımızın aile değerleri açısından mantıksız ve cinsiyetsizleştirme hedeflerine yönelik hizmet eden bir kanundur. Görüyoruz ki; bu kanundan sonra boşanma sayıları ve psikolojik sorunları çoğalmış nice aile ve çocuklarla karşılaşıyoruz. Bazen de neticeye bakmak bizlere faydanın ve zararın boyutunu gösterebiliyor.
Bu kanun kadınları korumaya yönelik değil; tüketimi arttırıcı tekilleşme ve aile kurumunu ortadan kaldırmaya yönelik ve ayrıca cinsiyetsizleştirme ile toplumsal değerleri ortadan kaldırma amacında bir kanundur. Örneklerini kitap haline getirmeye kalksak Edirne’den Kars’a yol olur.
Bundan böyle sadece siyaset mi olacak yoksa sanat hayatı da devam edecek mi?
Her zaman hayatımda sanat olacaktır. Ben siyasete girerken bunu hep söyledim. Bir müteahhit siyasi bir kimlik kazandıktan sonra inşaat yapmadı mı ? Yaptı. Bir doktor siyasi bir kimlik kazandıktan sonra randevu almadı mı ? Aldı. Bende bir sanatçı olarak duygularımı ifade edeceğim ve milletimizle dün olduğu gibi bugün ve yarında duygularımızı paylaşacağız. Ben sanatçıyım. Hiç bir zaman siyasetçiyim demedim. İstesemde olamam. Sanatçı birinin bu kimlikten çıkması duygularını kapatması demektir.
Duygularımı kapatamam. Ben bir insanım bir sanatçıyım. Bu nedenle bir siyasetçiden daha iyi biçimde halkımın duygularını ve sorunlarını görebiliyorum. Bu nedenle siyasetçi değil; sanatçı olarak siyaset platformunda milletimizin sesi olan biri gibi devam edeceğim. Müjdemi de vermek isterim. Haziran ayında özlenen hareketli, enerjik ve milletimizin özlediği Davut Güloğlu eserlerinden birini daha halkımıza sunacağım.
Sizin vesilenizle bu müjdemi duyurmuş olayım.
Röportaj : Özlem Uçar
Kaynak:
yenigunaydın.com