İmamoğlu’na sahip çıkan Kılıçdaroğlu, parti grubunda Bakan Soylu’ya demediğini bırakmadı
Hakkında verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası sonrası ülke gündemine oturan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun davetiyle grup toplantısına katıldı. Toplantı öncesinde iki isim kucaklaşırken, kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, son olaylar sonrasında İmamoğlu'na destek veren bir konuşma yaptı.
"İMAMOĞLU BÜYÜK LOKMADIR, BOĞAZINIZA TAKILIR"
İmamoğlu için "Cezası onanırsa açığa alırım" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki gösteren CHP lideri, "Her şeyi alenen yaptılar, 85 milyonun önünde adaleti katlettiler. Bunlar olurken, Saray'ın fotoromanı da başka bir pisliğin içinde. 16 milyon insanın sevgilisini görevden alacakmış; sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim? İmamoğlu'nun adını ağzına alman için ağzını yıkayacaksın. Sen kendini nasıl onunla kıyaslarsın? Ben senin ne haltlar işlediğini gayet iyi biliyorum. İmamoğlu büyük lokmadır, boğazınıza takılır, boğarız sizi." ifadelerini kullandı.
"85 MİLYONUN ÖNÜNDE ADALETİ AÇIKÇA KATLETTİLER"
Dava sürecine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Son günlerde yaşadığımız tabloya geleyim. Önce düzmece bir dava açtılar Sonra saray bu mahkemeye müdahale etti. Asla çıkarılamayacak bir kararı bu mahkemeden çıkardılar. Her şeyi alenen yaptılar. 85 milyonun önünde adaleti açıkça katlettiler." dedi.
CHP liderinin açıklamalarından satır başları:
"Bize düşen görev Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu zor atmosferden çıkarmak. Türkiye'de devletin kurumlarını liyakatli kişilerin üretebileceği bir sürece evirebilmek. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğiz. Altı lider bir aradayız. Hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar. 'Demokrasi diyorsunuz milletin mutfağına bir şey kalmadı' diye. Mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olay bu ülkede demokrasinin olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızla büyüme ve kalkınma. Çünkü her şeyimiz var.
"SANDIK GELECEK VE OY KULLANACAĞIZ"
Demokrasinin olmadığını gösteren temel bir olay. Bir partinin genel başkanı İstanbul'da Kadıköy'de kendi ilçe binasına giremiyor. Talimat verilmiş. Altı milyon oy alan bir siyasi partinin genel başkanı kendi ilçe binasına giremiyor. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler beraber mücadele edeceğiz. Polis arkadaşları asla suçlamıyorum onlara talimat verenler sorumlusu. Talimat verenin kim olduğunu, gücünü saraydan aldığını da çok iyi biliyorum. O nedenle bizler taşkınlığa kapılmadan, sağ duyu ile hareket ederek sandığı bekleyeceğiz. Sandık gelecek, oyumuzu kullanacağız saray ve şürekasını yolcu edeceğiz.
"90 YAŞINDA İNSAN HAPİSHANEDE TUTULMAZ"
Haksızlıkların çok fazla olduğunu biliyorum. 85-90 yaşında insan hapishanede tutulmaz. Tuvalete gidemeyecek bir kişi hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsanız kişilerden intikam alırsınız. Devlet intikam duygusuyla yönetilmez, adaletle, bilgiyle, birikimle yönetilir. Eğer insanları 85-90 yaşında ben sizi hapislerde öldüreceğiz derseniz demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum. Eğer 85-90 yaşındaki insanlar hapiste kalmasın diyorsanız her türlü katkıyı vermeye hazırız. Çünkü biz adaletten, insan haklarından yanayız.
"BİR ÇOCUĞUN HAKKI İÇİN BAKANLIĞA YÜRÜDÜM"
Bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Merkez Bankası'nın önüne Kılıçdaroğlu neden gitti? Enflasyonla mücadele edin diye gitti. Yasanın verdiği görev yerine getirilsin diye gitti. Yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK'e niye gitti. İşçinin, emeklinin enflasyonu düşük gösterecekler, düşük maaş almalarına yol açıyor haklarını teslim edin diye gitti. MEB'in önüne niye gitti? Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. Et ve Süt Kurumu'na niye gittik? Bu ülkenin çocukları süte, ete ihtiyaç duyuyorlar. Bunun için gittim. Adalet Bakanlığı'na vekil arkadaşlarımla beraber yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması... Bunlarda vallahi de billahi de ahlak, vicdan, erdem yok. Sistematik tecavüze uğruyor. Bakan '2 yıldır haberimiz' var diyor. Devleti çalıştırmadılar, savcıları, polisleri çalıştırmadılar. Arkasındaki güç kim? Bunun cevabını hala almış değilim. Bir çocuğun hakkı için bakanlığa yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demek ki bu kardeşiniz haklı."