Millet İttifakı başkanları Sakarya’da miting yaptı
'NE DEMEK İLLET, ZİLLET, VATAN HAİNİ?'
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte Sakarya'da miting düzenledi. Adapazarı Demokrasi Meydanı'ndaki mitingde ilk konuşmayı yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "Allah nasip eder sizlerin desteğiyle de iktidarı aldıktan sonra o bize oy vermeyenleri de asla ötekileştirmeden onlara karşı ayrımcılık yapmadan yaptığımız hizmetlerle bize oy vermediklerine pişman ederiz. Demokrasi böyle bir şey. Ama hiçbir zaman bu Cumhur İttifakı'na oy verenler şöyledir, böyledir diyemeyiz. Onların da kendisine göre bir gerekçesi vardır. Dolayısıyla şimdi tersinden söylüyorum. Cumhur İttifakı'nın da şu andaki iktidarın da kendisine oy vermeyen, kendisi gibi düşünmeyen insanlara aynı saygıyı göstermesi lazım. Ne demek illet, zillet, vatan haini? Ne demek Allah aşkına bunlar? Bunlar kimsenin ağzına yakışan kelimeler değil. Bizler komşularımızla birlikte gideceğiz, oyumuzu kullanacağız. Yarın yine komşuluk yapmaya devam edeceğiz. Ne hakkınız var bizi birbirimize kırdırmaya? Ne hakkınız var bizi birbirimize düşman etmeye? Dolayısıyla evet dolayısıyla bu iktidarın gitmesi için en birinci sebep budur" dedi.
'BİZ ONLARA TAŞ ATMAYIZ, ÇİÇEK ATARIZ'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasında Erzurum'da bir grubun taşlı saldırısına uğramasına değindi. İmamoğlu, "Çok büyük inançla yol yürüyoruz. Gözümüzün içindeki inancı size göstermekte zorlanırım. O kadar inançlıyız. Niye biliyor musunuz birbirimizden enerji alıyoruz. 86 milyon insanın inancı kalbimizde. Bizi taşlamaya çalışanlar olabilir. Bu 150-200 kişiyi azmettirenler vardır. Onların akıllarını çelenler vardır. Onlar bir avuç insan. Ama biz onlara taş atmayız. Biz onlara çiçek atarız. Biz bu memleketi sevgiye boğacağız. Onlar gibi kafa göz yarmayacağız. Kafa göz yaranlardan hesap soracağız. Azmettirenlerden hesap soracağız. Memleketin bağımsız mahkemeleri onlara gereken cezayı verecek. Biz işimize bakacağız. Biz milletimizi ayağa kaldıracağız" diye konuştu.'BU İŞİ NASIL BIRAKACAKLARINI BİLEMİYORLAR'Mitingde katılımcılara hitap eden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, "Bunaldılar. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Fakat biraz önce söylediğim gibi, korkunun ecele faydası yok. Siyasetteki ömürlerine nokta koyacaklar. Hepimiz pazar günü kanaatlerimizi sandıkta ifade edeceğiz. Biz seçimin huzur içinde, barış içinde geçmesini arzu ediyoruz. Demokrasilerde seçim en önemli konudur. Seçimin mutlaka huzurlu bir ortamda yapılması icap eder. İnsanlar bilerek, düşünerek, kendileri ve kendi ülkelerinin geleceği için oy kullanırlar. Bundan kimsenin korkmaması icap eder. Ancak seçimlerde bir başka husus daha var. Siyasi partilerin adayları, siyasi partilerin temsilcileri, seçime giderken halkı yanıltmamalıdırlar. Yalandan, iftiradan, hakaretten uzak durmaları icap eder. Bugün farklı kanaatlere sahip olabiliriz. Yarın iktidar değiştiğinde gerçekleri görür, gerçekleri kabul etmek mecburiyetinde kalırız. Ama bundan dolayı birbirimizle kavga etmemize ihtiyaç yok. Bir gerçeği gördük ki Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin ekonomi problemlerini çözemedi. Çözmek bir tarafa daha korkunç boyutlara çıktı. Çalışan insanlarımızdan büyük bir kesim asgari ücretin altında maaş alıyor. Asgari ücret dediğimizde açlık sınırının altında ücret alıyor. Biz buna rıza gösteremeyiz. Ne demek? Bir insan karnını doyursun. Gerisine karışmam. Ne işveren, ne devlet, böyle bir anlayış olamaz. Biz insanlarımızın sadece karnının doymasını değil, bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücrete sahip olmasını arzu ederiz." ifadelerini kullandı.'GÜNEŞİMİZ VAR, YAĞMURUMUZ VAR, NEDEN DIŞARIDAN GELİYOR?'CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise iktidarın tarım ve hayvancılık politikasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Çiftçilerin sorununu biliyorum, üreticilerin de biliyorum. Bereketli ovalara ekseniz, her şey çok güzel ve her şey yolunda. Çok bereketli mahsuller çıkar o topraklardan. Topraklarımız her türlü ürünü yetiştirmeye elverişli. Ama gelin şu Türkiye'yi görün. Buğdayı dışarıdan alırsınız, arpayı dışarıdan alırsınız, pamuğu dışarıdan alırsınız, hayvanı dışarıdan alırsınız, eti dışarıdan alırsınız. Bu memleketin bereketli sofralarında, bereketli tarlalarında olmaz mı? Güneşimiz var, yağmurumuz var, çalışan insanlarımız var. Neden dışarıdan geliyor? Hangi gerekçeyle dışarıdan geliyor? Bizim üretici kazanmıyor, diğerleri kazanıyor. Şu hale bakın. Ülkenin Tarım Bakanı Venezuela'ya gidiyor, Güney Amerika'ya gidiyor. 'Efendim buralarda tarım çok iyi' diyor. Sen önce kendi ülkene bak. Kendi insanına bak. Bizim insan ne yapıyor? Çiftçiyi niye küstürdün? Neden küstürdün? Neden gelir elde edemiyor? Neden alın terinin karşılığını alamıyor? Ben yapacağım. Çiftçi de kazanacak, üretici de kazanacak, işçi de kazanacak, emekli de kazanacak. Gencecik fidan gibi çocuklarımız iş bulacak. Hepsi olacak göreceksiniz" dedi.'SON KURUŞUNA KADAR GETİRECEĞİM'Kılıçdaroğlu, iktidarın vatandaşların hakkını değil kendi hakkını koruduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet, zenginleşme aracı değildir. Tam 2 bin 500 yıl önce Platon, 'Devleti yönetenler, devleti yönetirken zenginleşirlerse, onlar vatandaşın hakkını değil, kendi mal varlıklarını korumaya başlarlar' diyor. Bugün Türkiye'de geldiğimiz nokta da budur. Üzülerek söylüyorum ki, ifade budur. Sizin hakkınızı korumuyorlar, ama kendi mal varlıklarını koruyorlar. Mal varlıklarını önemli bir kısmını yurt dışına götürüyorlar. Sözüm var, o paraların tamamını alacağım ve Türkiye'ye getireceğim. Öyle 418 milyar doları götürmüş, sanıyorlar ki Bay Kemal bunları bilmiyor. Hepsini biliyorum. Amerika'da Manhattan'daki gökdeleni de biliyorum. Muhammed Ali çiftliğini de biliyorum. Londra'nın en lüks mahallesinde, Chelsea'de villalarını da biliyorum. Hangi bankalara para yatırdıklarını da biliyorum. Amerika'da, Londra'da, Hollanda'da hepsini biliyorum. Son kuruşuna kadar getireceğim. ve bu millete vereceğim" ifadelerini kullandı.'BENİ CUMHURBAŞKANI OLARAK GÖRMEK İSTEMİYORLAR'Konuşmasının devamında kendini eleştirenlere yanıt veren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:"Beni cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyorlar. Benim cumhurbaşkanı olmama iki temel aktör karşı çıkıyor. Bunlardan birisi beşli çeteler. 'Aman Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmasın. Olursa ya mal varlıklarımızı nereye götüreceğiz?' diye düşünüyorlar. Fizan'a götürseniz, getireceğim. İkincisi, uyuşturucu baronları, onlar da istemiyorlar. Sözüm söz, uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Bütün evlatlarımızı zehirliyorlar. Sizler için mücadele edeceğiz. Hiç endişe etmeyin."
Dinçer AKBİR- Alişan KOYUNCU/ADAPAZARI (Sakarya), -