Polonya’da Müslümanlarla evlenen kadınlar ‘biyolojik ihanet’le suçlanıyor
Yaklaşık 38 milyon nüfusa sahip Polonya'da nüfusun sadece yüzde 0,1'i Müslüman olmasına rağmen İslam karşıtı söylemler medya ve siyasi tartışmalarda geniş biçimde yer alıyor.
BEYAZ TENLİ VE KATOLİK OLMAYANLARA YÖNELİK YABANCI DÜŞMANLIĞI
Doğu Avrupa'da İslam ve toplumsal cinsiyet alanlarında araştırmalar yapan, ABD'deki Northwestern Üniversitesi'nde misafir araştırma görevlisi Doktor Anna Piela, Polonya'da 2015'te seçilen sağ hükümetle artan Müslüman karşıtlığını değerlendirdi. Piela, Polonya'da 2015'ten bu yana iktidarda olan sağcı Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) yönetiminde toplumsal ve kültürel alanda ciddi şekilde sağ söylemlere yönelindiğini belirterek, " Polonya'da Müslüman karşıtlığı, mülteci krizi ve sağcı hükümetle yükselişe geçti. Beyaz tenli ve Katolik olmayanlara yönelik yabancı düşmanlığı özellikle Müslümanlarla evlenen Polonyalıları daha çok hedef alıyor." dedi.
"MÜSLÜMAN ERKEKLE EVLENİLMESİ BİYOLOJİK İHANET OLARAK GÖRÜLÜYOR"
Polonya'da Müslüman karşıtlığının cinsiyetçi yönü olduğunu anlatan Piela, "Leh bir kadının Müslüman erkekle evlenmesi 'basit ihanet' olarak görülmüyor. Kadın aynı zamanda Müslüman erkekten çocuk sahibi olacağı için ulus devlete biyolojik olarak da ihanet içinde görülüyor." ifadesini kullandı.
"DÜŞÜK GELİRLİ GÖÇMENLER IRKÇILIĞA MARUZ KALIYOR"
Piela, Polonyalıların zihninde yüksek gelirli işlerde çalışmayan Müslüman göçmenlerin kebap restoranlarıyla özdeşleştirildiğine dikkati çekerek "Düşük gelirli göçmenler yoğun nefret söylemi, ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kalıyor. Bir de sonradan Müslüman olan Polonyalıların karşılaştığı Müslüman karşıtı söylemler var. Ülkede genellikle kadınların Müslümanlığa yöneldiği söylenebilir. Bu kadınlar dine ve ulusa ihanet eden kişiler olarak damgalanıyor." diye konuştu.
"SONRADAN MÜSLÜMAN OLANLAR İÇİN İŞ BULMAK DA ZORLAŞIYOR"
Polonya'nın Müslüman karşıtlığı bağlamında diğer Doğu Avrupa ülkelerinden farklı olmadığına vurgu yapan Piela, toplam nüfusa oranla az sayıda Müslüman'ın yaşadığı Polonya, Macaristan, Litvanya gibi ülkelerdeki Müslüman karşıtlığını "Platonik İslamofobi" olarak tanımlandığını söyledi. Piela sözlerini şöyle sürdürdü: " Polonya'nın çok güçlü Katolik olması İslamofobi bağlamında bu ülkeyi diğer Doğu Avrupa ülkelerinden farklı kılmıyor. Avrupa toplumları Müslümanlara yönelik ırkçılık gibi çok çirkin ve korkunç bir şeyde birleşiyor. İslam'ı seçen Avrupalıların ailelerinin kendilerinden uzaklaştığını biliyoruz. Sonradan Müslüman olup İslami semboller taşımaya başlayan kişiler toplumda da öteki haline geliyor bu yüzden Müslüman olanlar için iş bulmak da zorlaşıyor"
Piela, ülkedeki Müslümanların kendi aralarında farklı toplumsal alt gruplara ayrıldığını ve bu grupların farklı düzeyde Müslüman karşıtlığıyla karşılaştığını aktararak " Polonya'nın yerel unsuru olan Müslüman Tatarlar var. Tatarlar, akıcı biçimde Lehçe konuştukları ve sakal, başörtüsü gibi Müslümanlarla özdeşleşen sembolleri genellikle taşımadıkları için Müslüman karşıtı önyargı ve saldırıların radarından kaçabiliyorlar." şeklinde konuştu.
ÜLKEYE YENİ GELENLER DAHA FAZLA HEDEF HALİNDE
Polonya'ya mülteci krizinden önce yerleşen Çeçenler, Türkler ve Arapların ülkedeki Müslüman nüfusu oluşturan unsurlar arasında yer aldığına işaret eden Piela, toplumdaki Müslüman karşıtlığının göçmenlerin sosyo-ekonomik düzeyine göre değiştiğini ve ülkeye yeni gelenlerin daha fazla ırkçı saldırıya uğradığını aktardı. Piela, fiziksel görünüş ve ırkın da Müslüman karşıtı saldırıya uğrama ihtimalini artırdığının altını çizerek Orta Doğulu ve Afrikalıların ten renkleri nedeniyle Müslüman karşıtı saldırılara karşı daha savunmasız olduğunu ifade etti.
MÜSLÜMANLAR MEDYADA SADECE OLUMSUZ OLARAK TEMSİL EDİLİYOR
Polonya'da Pis hükümetinin iktidara geldiği 2015'ten bu yana merkez medyayı kontrol ettiğini ve basında Müslüman temsilinde sadece olumsuz örneklere yer verildiğini anlatan Piela, "Hükümet yetkilileri uydurma korkular üretiyor. Müslümanlar 2015'ten beri medyada aşırı derecede olumsuz imaja sahip. Avrupa 2019 İslamofobi Raporu'nun Polonya kısmını hazırlarken yaptığım medya taramalarında neredeyse hiç pozitif Müslüman temsile rastlamadım." diye konuştu.
Piela, Müslümanların medyada ya terörist ya da terörist olma yolundaki kişiler olarak gösterildiğini ve daha sonra işin içine toplumsal cinsiyet kalıplarının dahil edildiğini kaydederek, medyada yaygın şekilde "Müslümanların kadınları ezdiğine ve özellikle ilişkileri olursa Polonyalı kadınlar üzerinde tahakküm kurmak istediğine" dair temsilin kullanıldığını söyledi.
"POLONYALILAR SOKAKLARDA İNSAN ÇEŞİTLİLİĞİNE ALIŞKIN DEĞİL"
Piela, Avrupa'da çıkarılan burka yasaklarına değinerek şunları kaydetti: "Batı Avrupa'da birçok ülke burka yasağı getirdi ve bunlar doğal olarak Müslüman kadınları hedef alan yasaklar. Litvanya ve Bulgaristan da buna benzer burka yasakları çıkardı. Burkayı yasaklayan bu yasaların teknik olarak hiçbir fonksiyonu olmayacak. Litvanya'da yüzünü kapatacak şekilde tesettürlü kaç kadın var? Üç mü? Aslında onların engellediği 5-10 kadının dini olarak inandıkları şekilde sokağa çıkması. Bunlar politik destek kazanmak için üretilen popülist politikalar. Yani İslamofobi'nin politik sebepler ve amaçlarla operasyonelleştirilmesi."