TBMM Lideri Kurtulmuş, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerin normalleşmesini Filistin davasının zıddına yapmayacağını belirterek, "Yani Filistin davasını satarak Türkiye böyle bir normalleşme süreci içerisinde olmaz." dedi.

Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.

Filistin sorununa bütün insanlığın ortak bir tepki göstermesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, yasa dışı yerleşimcilerin Filistin topraklarını işgal ederek genişleme çabasının, İsrail'in kurulduğu günden itibaren süren bir politika olduğunu söyledi.

İsrail'de bazı aşırı sağcı siyasetçiler ve hükümet gruplarının baskısıyla sınır tanımayan, BM kararlarını yok sayan bir işgal politikasının devam ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, Türkiye'nin bunu kınadığını, vicdanın da bunu kabul etmeyeceğini anlattı.

Kurtulmuş, uluslararası camianın yaşananlara sessiz kaldığını kaydederek, İsrail'in yaptığı her türlü hukuksuzluğun yanına kar kaldığını dile getirdi. Bunun, dünyadaki politik mimarinin çalışmaz olduğunu gösteren bir örnek olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Yani uluslararası küresel siyasi mimari çökmüştür. Bunun hakkaniyet temelinde, adalet temelinde, herkesin hakkını hukukunu koruyabilecek bir anlayışla yeniden dizayn edilmesi mecburiyeti vardır." diye konuştu.

Bölgede 4 asır Osmanlı barış düzeninin sürdüğünü, hiç kimsenin bir diğerinin tapınağına göz dikmediğini, herkesin birbirinin hakkını hukukunu koruduğunu, kimsenin kimseye yan gözle bakmadığını belirten Kurtulmuş, antidemokratik rejimin bu birlikteliği altüst ettiğini söyledi.

Siyaset uğruna "Buraya ben hakim olacağım." denilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye eksenini dış politikada tahkim ederken yapmayı başardığımız meselelerden birisi de şudur; biz fikrimizi çok açık çok net bir şekilde söylüyoruz ama bu fikirde olmayan ülkelerle bile hem müzakere masasında var olmayı sürdürüyoruz hem de onlarla başa baş mücadelemizi yapıyoruz. Birisine başka bir şey, ötekine başka bir şey söylemiyoruz. Kime ne söylüyorsak Türkiye'nin tavrı bellidir. İsrail ile olan ilişkilerimiz ayrı bir mesele ama bizim Filistin hassasiyetimiz, özellikle Mescid-i Aksa'nın ve oradaki haremin mahzuniyeti, korunmuşluğu ve Müslümanların vakıf arazisi olduğu gerçeğini asla kimseye çiğnettirmeyiz. Türkiye bütün bu normalleşme süreçlerini asla Filistin davasının zıddına yapmaz. Yani Filistin davasını satarak Türkiye böyle bir normalleşme süreci içerisinde olmaz."

Türkiye'nin diğer ülkelerle normalleşme süreci

Türkiye'nin Mısır, Ermenistan, Suriye ile normalleşme süreci ve dostluk grupları kurulup kurulmayacağı sorulan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siyasal sorun yaşadığımız ülkelerin halklarıyla hiçbir problemimiz yoktur. İlişkilerimizin böyle kopma noktasına geldiğini zannettiğimiz anlarda dahi Türk milletinin bir düşmanlığı, bir çatışması söz konusu değildir. Bizden kaynaklanmayan sebeplerle gerilimler oldu, ilişkilerin koptuğu noktalar oldu, hiç diyalog kurulmadığı zamanlar oldu ama sonuçta bu saydığınız ülkeler ve diğer ülkelerin hepsinin halkları bizim dostumuz, bir kısmı komşumuz, bir kısmı kardeşimiz olan ülkelerdir. Dolayısıyla buraların halklarıyla olan dostluğun tabii sonucu olarak aradaki siyasi meselelerin süratle eritilmesi, bu meselelerin gündemden kaldırılması ve ülke halklarının menfaatlerine olacak şekilde ikili ilişkilerin kuvvetlendirilmesi Türkiye'nin beklentilerindendir. Bununla ilgili yine milli menfaatlerimizi koruyarak, yine o ülkelerdeki dost ve kardeş halkların beklentilerine uygun bir şekilde bu ülkelerle de ilişkilerimizi geliştiriyoruz."

TBMM Başkanı Kurtulmuş, parlamenter diplomasiyi güçlendirerek ileri taşımak gerektiğini ifade ederek, parlamentoların daha yakın çalışmasının, normalleşme süreçlerinin ilerlemesiyle dostluk gruplarının yeniden tesis edilmesinin, karşılıklı ziyaretlerin Türkiye'nin üzerinde çalıştığı ve çalışacağı konular olduğunu kaydetti.

İsveç'in NATO üyeliği süreci

İsveç'in NATO'ya üyeliği ve Türkiye'nin takınacağı tavra yönelik parlamentonun fonksiyonunun ne olacağı ve şahsi görüşü sorulan Kurtulmuş, Türkiye'nin terör örgütlerinin rahat faaliyet yapmasının önüne geçilmesini istediğine dikkati çekti.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin ne İsveç ne de Finlandiya halklarıyla bir problemi bulunmadığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Bu ülkelerin kategorik olarak NATO'ya girmesine karşı olmamız söz konusu değil. Tabiri caizse hep alışılmış ya, bize ödev veriyorlar biz o ödevleri yapıyoruz. Burada Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkelere ödev verdi aslında. Yani terör örgütlerine karşı elinizden geleni yapın, biz de ikna olalım ki siz hakikaten Türkiye karşıtlarını barındırmıyorsunuz. Mesela Finlandiya bu süreçte üzerine düşenleri yaptı, Türkiye tatmin oldu ve Finlandiya'nın üyeliğine yeşil ışık yaktı. Şimdi aynı şey İsveç için söz konusudur."

"Bedeli ödenmiş demokrasi"

Türk milletinin bugün sahip olduğu demokrasinin bedelini çok acı bir şekilde ödediğini dile getiren Kurtulmuş, "Onun için bedeli ödenmiş bir demokrasiden bahsediyoruz." dedi.

Milletin, darbelerden sonra yapılan seçimlerde darbecilere "şamar attığını" anlatan Kurtulmuş, 14 Mayıs'ta da milletin bir demokrasi şöleni yaptığını belirtti. Kurtulmuş, katılım oranının yüksek olmasının övgüye layık olduğuna dikkati çekti.

"Bana oy vermeyen seçmen kötüdür." anlayışının demokrasiyle bağdaşmayacağını görüşünü paylaşan Kurtulmuş, bu demokratik tavrın da içselleştirilmesi gerektiğini ifade etti.

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümünde Meclis'te bombaların düştüğü anıtın önünde anma programı yapılacağını bildiren Kurtulmuş, kastın 15 Temmuz ruhunun kurumsallaşması olduğunu belirtti. Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin dört bir tarafında darbe girişimine karşı direnişe katılan herkesi şükranla yad ettiğini söyledi.

Kuralları ortaya koymak zorunda olduklarını vurgulayan Kurtulmuş, "Kaynağını halktan almayan hiçbir güç önünde boyun eğilecek bir güç değildir." ifadesini kullandı.

(Bitti)