ZELENSKY’NİN AÇIKLAMALARI VE BATILI FÜZE DESTEĞİ: DÜNYA NÜKLEER FELAKETE YÜRÜYOR

Son dönemde, Ukrayna ve Rusya arasında süregelen savaş, dünya genelinde nükleer savaş tehdidini yeniden gündeme getirdi. Rusya'nın, Ukrayna'nın ABD ve İngiltere tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerle vurulmasının ardından, nükleer silahların kullanılması riski her zamankinden daha yüksek bir seviyeye ulaşmış durumda. Bu yazıda, nükleer silah sahibi ülkeler ve dünya için tehdit oluşturan bu güçlerin potansiyeli üzerine detaylı bir inceleme yapılacak.

Ukrayna'nın Füzelerle Saldırısı ve Nükleer Tehdit

Ukrayna'nın, özellikle ABD ve İngiltere'den aldığı uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına düzenlediği saldırılar, savaşın gidişatını ve uluslararası güvenliği doğrudan etkiliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in son dönemde imzaladığı yeni nükleer doktrin, ülkesinin nükleer silah kullanma yetkisini genişletti. Bu gelişme, nükleer bir çatışma olasılığını arttıran unsurlar arasında yer alıyor.

Zelensky’nin, "Elimizdeki füzeleri kullanacağız" şeklindeki açıklaması, dünya genelinde büyük bir endişe yaratırken, Ukrayna’nın daha fazla füzeye sahip olma ve bunları kullanma konusunda adım atacağına dair endişeler de arttı. Birçok ülkenin bu durumdan duyduğu rahatsızlık, askeri anlamda yaşanacak yeni bir geniş çaplı çatışmanın nükleer savaşa dönüşme ihtimalini güçlendirebilir.

Atom Bombasına Sahip Ülkeler ve Nükleer Güç

Dünya üzerinde nükleer silahlara sahip olan ülkeler, büyük bir stratejik güce sahip olmalarına rağmen bu silahların kullanımı, hem bölgesel hem de küresel çapta felakete yol açabilir. 2024 itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 13.000 nükleer başlık olduğu tahmin ediliyor. İşte, bu silahların sahip olduğu ülkeler:

Nükleer Savaş Riski: Küresel Felakete Yol Açabilir

Ukrayna'daki savaşın gidişatı, dünya çapında önemli bir felaket riskine yol açabilir. Uzun menzilli füzelerin kullanımına dair her adım, nükleer silah kullanımını tetikleyebilir. Zelensky'nin açıklamaları ve batılı ülkelerin desteği, bu durumu daha da tehlikeli hale getiriyor. ABD ve İngiltere'nin Ukrayna’ya füze desteği vermesi, Rusya'nın kıymetli toprakları üzerinde büyük bir tehdit oluşturan bu adımlar, savaşın bir nükleer savaşa dönüşmesini kolaylaştırabilir.

Savaşın başladığı günden bu yana, Rusya’nın nükleer silahları kullanım tehdidi de sürekli gündemde kalıyor. Putin'in nükleer doktrini, "nükleer silah kullanımı, yalnızca ülkemizin varlığı tehdit altına girdiği takdirde devreye girecektir" şeklinde ifade ediliyor. Ancak, son gelişmelerle birlikte, nükleer silah kullanma kararının çok daha erken bir aşamada gündeme gelmesi söz konusu olabilir.

Sonuç ve Küresel Güvenlik: Diplomasi Mi Yoksa Nükleer Tehdit Mi?

Dünya, nükleer silahların ve küresel güvenlik tehditlerinin artmasıyla ciddi bir dönüm noktasına gelmiş durumda. Uluslararası diplomasi, bu tehdidi bertaraf etmek adına büyük bir rol oynasa da, her geçen gün daha fazla ülke nükleer güç sahibi olmak için adımlar atıyor. Ukrayna'daki savaşın nükleer bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği, dünya politikalarının geleceğini belirleyecek en kritik meselelerden biri olacak.

Nükleer silahların bir tehdit unsuru olarak kullanılmaya devam etmesi, küresel güvenliği her an tehlikeye atabilir. Bu nedenle, barışçıl diplomasi ve uluslararası işbirliği, dünyanın daha büyük felaketlere sürüklenmesini engellemek adına büyük önem taşıyor.

Kaynak: https://www.ensonhaber.com/