Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, “Büyük Türkiye zaferi, bütün toplumsal kesimleri kucaklayarak, harekete geçirerek ortaya çıkarılacak olan başarının, yepyeni bir kalkınma hamlesinin adıdır.” dedi.
Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçimleri kazanarak 5 yıl daha Cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik etti.
Erdoğan’ın büyük bir zafer kazandığını, 21 yıldır kesintisiz iktidarda olan bir liderin ülkeyi Türkiye Yüzyılı’na hazırlama iradesini ortaya koyabileceği bir dönemde olduğunu vurgulayan Duran, “Yurt dışından, dünya liderlerinden gelen hızlı kutlamalar, aslında dünyanın değişime uğradığı kritik bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü bir şekilde iktidarda olmasının önemini gösteriyor.” diye konuştu.
“Çok önemli bir insan sermayesi yetişti”
Türkiye ve dünya tarihinde hiçbir liderin peş peşe 16 demokratik seçimi kazanarak kesintisiz iktidarda kalmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir istisna olduğunu vurgulayan Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanı’mızın seçim beyannamesinde açıkladığı üzere birçok alanda altyapı çalışmalarını tamamladık. Önümüzdeki 5 yıl bir şahlanış dönemi. Bunun anlamı, geçtiğimiz 20 yılda kapasite geliştirilen konularda, yeni bir kalite devriminin, üretim furyasının, beşeri sermayenin hareketlendirilmesinin ve Türkiye’nin etrafında geniş bir etki alanı oluşturulmasının dönemine girdik. Dış politikadan eğitime, kültürden savunmaya, güvenliğe birçok alanda yepyeni, devrimci atılımların atılacağı, kalkınma hamlelerinin yapılacağı bir dönemdeyiz. Altyapı, sadece lojistik açısından yollar, köprüler, havalimanları, binalar yapmakla alaka değil. Çok önemli bir insan sermayesi yetişti. Bu sermaye, Cumhurbaşkanı’mızın Türkiye Yüzyılı, gençlerin yüzyılı, değerlerin yüzyılı, üretimin, istikbalin yüzyılı olacak diyerek işaret ettiği şeydir. Büyük Türkiye zaferi, bütün toplumsal kesimleri kucaklayarak, harekete geçirerek ortaya çıkarılacak olan başarının, yepyeni bir kalkınma hamlesinin adıdır.”
Geleceğe yönelik, ekonomi başta olmak üzere, birtakım sorunların olduğunu, ancak seçmenin bu sorunları çözecek lider olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gördüğünü aktaran Duran, Erdoğan’ın seçim başarısındaki sırrın güven ve istikrardan kaynaklandığını dile getirdi.
İnsanların oy tercihlerinde liderliğe baktığına dikkati çeken Duran, “Siyaset bütüncül bir yapıdır. Yani sadece ekonomi yok. Dış politika, güvenlik, savunma var. Seçmen, bütün bunların hepsini birlikte değerlendiriyor. Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak umudu vadetme anlamında bu liderliği yapabilecek kişinin Erdoğan olduğunu düşündü.” dedi.
“Dağınık halde seçime girdiler”
Duran, cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçiminde muhalefetin açık bir yenilgi aldığını belirterek, şunları söyledi:
“HDP ve Ümit Özdağ gibi çok farklı ideolojik kampları bir araya getiren Kılıçdaroğlu’nun büyük koalisyonu başarısız oldu. Bu, büyük bir yenilgi. Bunun siyasette tesirleri olacak. Seçmenleri nezdinde büyük bir hayal kırıklığı oluştu, bunun kolay dinmeyecek bir kızgınlığı var. Bu durum, muhalefetin, seçimlerden ders alıp da kendisini dönüştüreceği anlamına gelir mi ondan çok emin değilim. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in partilerinin başında kalmaya devam edecekleri ve bir değişim olmayacağı görüşündeyim. Seçmen nezdinde tabanlarının zayıflayacağı bir sürece gidecekler. Kendi içlerinde bir miktar çekişme yaşasalar bile yerel seçimleri göz önünde bulunduracaklar, kurdukları koalisyonu dağıtmamaya çalışacaklar. Ancak orası hiç derli toplu olmadı. Dağınık halde seçime girdiler. Kaybetmelerinin sebeplerden bir tanesi de budur.”
Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarısının arkasında, krizleri yönetebilme, halka ulaşma, halkın taleplerini, sorunlarını dinleme, çözüm üretme ve halktan kopmama olduğunu anlattı.
Türkiye’de siyaset yapmanın halktan kopmamayı gerektirdiğini anlatan Duran, “Muhalefetin, özellikle muhalefete fikir veren, siyaset üreten kesimlerin halktan yabancılaşmaktan bir türlü kurtulamadıklarını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye eksenini kurmaya devam edecek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim zaferinin ardından dünya liderlerinin tebrik için adeta sıraya girdiğine dikkati çeken Duran, bu durumun, Türkiye’nin değeri ve Erdoğan’ın temsil ettiği istikrar ve güvenle alakalı olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Erdoğan’ın uluslararası sistemdeki jeopolitik boşlukları önceden gören ve buna göre tavır alarak inisiyatif geliştiren bir lider olduğunu anlatan Duran, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Erdoğan, pandemide, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda, tahıl koridoru meselesinde bunu çok net gösterdi. Batılı liderler söylemese bile Rusya ile ilgili soğuk savaşa dönen çekişmelerinin yönetilmesinde Türkiye’nin çok kritik bir yeri var. Yeni dönemde, Türkiye’nin uluslararası krizlere çözüm bulma amaçlı inisiyatiflerinin artacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı’mızın beyannamesinde, ‘Türkiye eksenini inşa etmeye devam edeceğiz.’ vurgusu vardı. Bunun üç tane stratejik kuşakta karşılığı var. Birincisi, kendi etrafındaki bölgelerde bir barış, istikrar, güvenlik kuşağı kurmak. İkincisi Türkiye’nin kıtasal açılımlarını geliştirerek konsolide etmek. Üçüncüsü de Türkiye’nin daha adil bir dünya düzeni kurulması için yapacağı katkılar. Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var, Erdoğan’a ihtiyacı var. Bunu ifade etmeseler de çok iyi biliyorlar. Sadece Rusya ve Avrupa güvenliği konusuyla ilgili değil. Türkiye’nin milli çıkarlarının eşit göz seviyesinde kabul etmeleri durumunda Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle birlikte yapacağı çok şey var. Bu Afrika’dan, Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir alanı temsil ediyor. Avrupalı liderler Türkiye’ye bakışlarını değiştirirlerse ya da Türkiye-ABD ilişkilerinde bir hareketlilik ortaya çıkarsa bunun karşılıklı çıkarları açısından değerli olacağı görüşündeyim. Türkiye’nin etrafındaki bölgelerin istikrarı ve güvenliği Türkiye’yi kenarda tutarak başarılamaz. Dolayısıyla Türkiye çok kutuplu bir dünyanın belirsizliklerin yoğunlaşacağı bir dönemde stratejik otonomisini koruyacak ve Türkiye eksenini kurmaya devam edecek.”
“Türkiye’nin birçok alanda karşılığı var”
SETA Genel Koordinatörü Duran, son iki yılda bölgesel normalleşme için kararlı adımlar atan bir Türkiye’nin olduğunu ifade etti.
Libya’da, Karabağ’da, Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de sert gücünü gösteren Türkiye’nin çok etkili bir yumuşak gücünün de olduğunu anlatan Duran, “Türkiye’nin ulaşımdan enerjiye ekonomik karşılığı var, güçlü kültür ve medeniyet derinliği var. Bölgesel normalleşmenin olduğu Orta Doğu’da Türkiye’nin barışa, işbirliğine ve istikrara çok katkıları olduğu ve daha da olabileceği görüşündeyim.” diye konuştu.
Cumartesi günü açıklanacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci kabinesinden yeni dönemde nasıl bir yönetim beklendiği sorulan Duran, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kurucu 5 yılı tamamlandı. Şimdi bunun konsolide olacağı, bazı iyileştirmelerin ve yönetsel anlamda birtakım düzenlemelerin yapılacağı bir dönem olacak. Cumhurbaşkanı’mızın seçim beyannamesindeki vizyonu ve vaatleri çok önemliydi. 2002’den bu yana Türkiye’nin birçok alanda altyapısı hazırlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hazırlığa uygun isimlerle bu altyapının şahlanışa geçeceği bir kabine kuracak. Türkiye’nin sadece kendi içerisinde değil, çevresindeki bölgelerle etkileşimini, uluslararasılaşmasını sağlayan, küresel gündeme katkı veren, yeni inisiyatifler geliştiren bir yönetim sergileyeceğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı’mızın söylediği gibi elbette öncelikler ekonomideki sorunları gidermek, sığınmacıların geri dönüşüyle ilgili bir gündem oluşturmak. Bu iki öncelik değerli. Bu seçim zaferi, Cumhurbaşkanı’mızın peş peşe aldığı 16’ncı seçim zaferi. En büyük avantajı artık siyasetin bütün alanlarını biliyor ve bunları entegre bir şekilde yönetebiliyor. Cumhurbaşkanı’mızın Türkiye’yi çok hızlı bir yükseltme imkanı, potansiyeli var. Bu şahlanış, yüzde 48’in de mutabakatını sağlayacak şekilde büyük Türkiye zaferini büyük Türkiye mutabakatına çevirmekle olur. Cumhurbaşkanı’mız, ‘Bu seçimde herkes kazandı.’ diyerek bu gerçekliğe işaret etti. Kabinenin çalışacağı ve yürüteceği politikalar 85 milyonun refahını, özgürlüğünü, verimliliğini yükseltecek bir şekilde olacak.”
“Mikro ve makro alanlarda kalite devrimine ihtiyaç var”
“Önümüzde, Türkiye’deki beşeri sermayenin kalitesinin dünyada karşılığını bulması anlamında büyük bir devrime ihtiyacımız var.” diyen Duran, şu görüşleri paylaştı:
“Türkiye’de mikro ve makro alanlarda kalite devrimine ihtiyaç var. Bu, beşeri sermayenin mobilize edilmesini gerektiriyor. Mesela milli eğitimde, yükseköğretimde kalite devrimine ihtiyacımız var. Türkiye yeni yatırımlarını eğitimde kaliteye yöneltecektir. Türkiye’nin beşeri sermayesinin hem kalitesini yükseltmek hem de dünyaya yayılmak, entegre etmek anlamında yeni bir yere doğru gittiğini düşünüyorum. Dönemsel olarak yaşanan bazı ekonomik sorunların Türkiye’nin bu devrimini engellemeyeceğini, bu anlamda moralimizi bozmamamız gerektiğini düşünüyorum. Yeni yapılacak hamlelerle beraber Türkiye gerçekten bütün toplumsal kesimleriyle yepyeni bir yükselişin eşiğindedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 yıllık istikrarlı yönetimi ve kuracağı kabineyle bunun fitilini ateşleyeceğini düşünüyorum. İnsani sermayenin kaliteli hale getirilmesi, eğitimin nitelik boyutunun yükseltilmesi ve Türkiye’nin uluslararasılaşma açısından çevresindeki bölgelerin merkezi haline gelmiş olması ve bunun ileride bambaşka bir Türkiye devrimine götürecek olmasını önemli buluyorum. Umudu, üretimi, kaliteyi, verimliliği yükselten yepyeni bir döneme geçtiğimizi düşünüyorum. Türkiye Yüzyılı’ndan anladığım budur.”
SPOR
1 gün önceYAŞAM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün öncePOLİTİKA
2 gün önceMAGAZİN
2 gün önceEKONOMİ
2 gün önceMAGAZİN
2 gün önce