0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Rusya’nın Ukrayna’daki saldırılarını artırması üzerine, “tarafsızlık ilkesine sahip” Avusturya’nın “Avrupa Sema Kalkanı Girişimi” adı verilen hava savunma sistemine katılmak istemesi ülkede tartışmalara neden oldu.

Başbakan Karl Nehammer, Rusya’nın Ukrayna’daki saldırılarını artırması nedeniyle tehlike alanının genişlediğine, bu nedenle ülkenin Avrupa Sema Kalkanı Girişimi’ne (Sky Shield) katılmasının önemine işaret etti.

Savunma Bakanı Klaudia Tanner de bunun ülke savunması için bir “milat” niteliğinde olacağını belirterek, söz konusu hava savunma sistemi ile füze ve insansız hava araçlarının önceden uydular aracılığı ile tespit edildiğini ve buna karşı gerekli müdahalenin yapılabildiğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg de söz konusu hava savunma sistemine dahil olunmasının tarafsızlık ilkesiyle çelişmediğini savundu.

Schallenberg, Avrupa Sema Kalkanı Girişimi’nin NATO’ya ait bir sistem olmadığını, bu girişime katılmanın askeri bir ittifaka dahil olma anlamına gelmediğini, bazı ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu, işbirliğine dayanan bir yapı olduğunu ifade etti.

Tarafsızlık tartışması

İkinci Dünya Savaşı sonrasında tarafsızlığını ilan eden ve herhangi bir askeri ittifaka katılmayan Avusturya’nın bu adımı ülkede tartışmaya neden oldu.

Rusya-Ukrayna savaşının başından itibaren ülkenin Kiev yönetiminden yana tutum sergilemesine karşı çıkan aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Herbert Kickl, söz konusu hava savunma sitemine katılmanın tarafsızlık ilkesini tehlikeye atacağını ileri sürdü.

Kickl, katılım sağlanması durumunda Ukrayna’da süren savaşta ülkenin arabulucu rolünün zarar göreceği ve Avusturya’yı olası bir savaştan koruyan tarafsızlık ilkesinin ortadan kalkacağı iddiasında bulundu.

Aşırı sağcı liderin açıklaması üzerine iktidarın büyük ortağı Avusturya Halk Partisi (ÖVP), FPÖ’yü ülkeyi savunmasız bırakmakla suçladı.

Avrupa Sema Kalkanı Girişimi, Ekim 2022’de Almanya’nın öncülüğünde 15 Avrupa ülkesinin kurulması için niyet mektubu imzalamasıyla hayata geçmiş, daha sonra buna Danimarka ve İsveç de dahil olmuştu.