Selin Ceyran: Özlem Hanım, hoş geldiniz. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Özlem Yıldırım: Merhaba, hoş buldum. Ben sanat öğretmeni, yazar ve oyuncuyum. Uzun yıllardır yaratıcı drama çalışmaları yapıyorum. Bu çalışmalar sırasında tiyatro oyunları yazıyor ve sahneliyorum. Aynı zamanda yaratıcı yazarlık da yapıyorum. Geçtiğimiz Eylül ayında “Masallarla Yolculuk” adlı kitabım çıktı ve şu anda kitabımın tanıtımı için yoğun bir tempodayım.
Selin Ceyran: Çok yönlü bir kariyeriniz var. Bunları bir arada yürütmek zor olmuyor mu?
Özlem Yıldırım: Zaman zaman zor oluyor. Özellikle öğretmenlik, zaman yönetimi açısından oldukça disiplin isteyen bir meslek. Ders saatlerinde, öğrencilere ve velilere karşı her zaman hazır olmanız gerekiyor. Bunun yanı sıra kitabın tanıtımları, fuarlar, imza günleri derken işler bazen çakışabiliyor. Yine de hepsini sevdiğim için bu yoğunluğu göze alıyorum. Ama evet, bazen bir gün 24 saat değil de 30 saat olsa diyorum. (Gülüyor)
Selin Ceyran: Birden fazla alanla uğraşmak size nasıl bir katkı sağladı?
Özlem Yıldırım: Mesleklerim birbirini besliyor diyebilirim. Oyunculuk eğitimi, öğretmenlikte sınıf yönetiminde ve öğrencilerin ilgisini çekmekte çok faydalı oldu. Yazarlık ise öğrencilere farklı bir şekilde dokunmamı sağladı. Yani her biri diğerine güç katıyor. Mesela kitabımın tanıtımlarında sahne performanslarım çok işe yaradı. Çocuklarla iletişim kurarken onlara ilham verebilmek beni çok mutlu ediyor.
Selin Ceyran: Kitabınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
Özlem Yıldırım: “Masallarla Yolculuk” kitabımda çocukların duygusal dünyalarına hitap eden masallar yer alıyor. Sevgi, birliktelik, fedakârlık gibi insani değerleri işlemeye çalıştım. Masallarımda çocukların kaygılarını ele alıyor, onları keşfetmelerine olanak tanıyorum. Mesela, bir karakterim olan Archi, korkularıyla yüzleşiyor ve onları kabullenmeyi öğreniyor. Çocuklar bu masallardan kendilerine çok şey çıkarabiliyor.
Selin Ceyran: Yaratıcı drama öğretmeni olmak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz var?
Özlem Yıldırım: Bu alanda çalışmak isteyenler önce 320 saatlik bir eğitim programını tamamlamalı. Ardından proje yazıp jüriye sunuyorlar ve onay aldıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınava giriyorlar. Sınavı geçtikten sonra sertifika alarak öğretmenlik yapabiliyorlar. Ancak hızlandırılmış kurslara gitmek ve kısa sürede sonuç beklemek doğru değil. Sabır, emek ve disiplin şart.
Selin Ceyran: Yazar olmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Özlem Yıldırım: Öncelikle, hangi yayıneviyle çalışacağınızı iyi araştırmalısınız. İçeriğinizin, yayınevinin yayın politikalarına uygun olması önemli. Bir diğer nokta, başvuru dosyanızı kısa ve etkileyici bir şekilde hazırlayın. Kitabınızın temasını, hedef kitlesini ve mesajını açıkça belirtin. Çevreniz olmayabilir ama iyi bir içerik ve niyet mektubu yayınevlerinin dikkatini çeker. Ayrıca yazmaya sürekli devam etmelisiniz. Yazmak, sürekli bir antrenman gerektirir.
Selin Ceyran: Öğrencilerinizle unutamadığınız bir anınız var mı?
Özlem Yıldırım: Bir öğrencim vardı, bir dönem boyunca hiç konuşmadı. Ama son derste bana bir çizim yaptı. Kağıdın bir ucunda bir “8” çizmişti, diğer ucunda da bir karakter vardı. “İsmi olan ve ismi olmayan bu koridorda buluşacak” dedi. Bu an, onun iç dünyasına dokunabildiğimi hissettiğim bir andı. Bu tür anılar, öğretmenliği daha anlamlı kılıyor.
Selin Ceyran: Son olarak, gelecekteki hedefleriniz neler?
Özlem Yıldırım: Yazmaya ve üretmeye devam etmek istiyorum. Çocuklara daha fazla dokunabileceğim projeler üzerinde çalışıyorum. Umarım mesleğimde daha uzun yıllar aynı tutkuyla devam ederim.
Selin Ceyran: Çok teşekkür ederiz, Özlem Hanım. Yaptığınız işler ilham verici.
Özlem Yıldırım: Ben teşekkür ederim. Bu güzel sohbet için çok mutlu oldum.