Suriye’de 13 yıldır süren iç savaşın sona ermesiyle birlikte, ülkede yeniden yapılanma dönemi başladı. Şam yönetiminin değişmesi ve Beşar Esad’ın iktidarı terk etmesiyle Suriye’nin geleceği için yeni bir dönem şekilleniyor. Bu süreç, Türkiye için büyük ekonomik fırsatlar barındırıyor.
Suriye’nin savaştan en çok etkilenen sektörlerinden biri olan inşaat, yeniden yapılanmanın temel taşını oluşturuyor. Türk inşaat firmaları, savaş nedeniyle tahrip olan altyapı projelerinde aktif rol almayı hedefliyor. Yol, köprü, hastane, okul ve elektrik şebekesi gibi projelerde Türk şirketlerinin ilk yıl için 3 milyar dolar, beş yıl sonunda ise toplam 40 milyar dolarlık iş hacmi yaratması bekleniyor.
Türkiye’nin coğrafi konumu, Suriye ile ticaret ilişkilerinde önemli bir avantaj sağlıyor. Halep-Şam-Ürdün hattının yeniden işler hale gelmesiyle Türkiye’nin ihracatında büyük bir artış öngörülüyor. Mersin ve İskenderun limanlarının Suriye’nin ticaretinde lojistik üs haline gelmesi, bölgedeki ticaret hacmini daha da artırabilir.
Suriye’nin yeniden inşasında enerji sektörü de kritik bir rol oynayacak. Petrol ve doğalgaz rezervlerinin ekonomiye kazandırılması sürecinde, Türk enerji şirketlerinin aktif yer alması bekleniyor. Öte yandan, barış ortamının tesis edilmesiyle turizm sektörü de yeniden canlanabilir. Bu durum, Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay gibi sınır şehirlerinde ekonomik hareketliliği artırabilir.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi, hem Türkiye’nin sosyal entegrasyon süreçlerini kolaylaştıracak hem de ekonomik yükü hafifletecek. Bu dönüşlerin, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden şekillenmesine de katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Suriye’nin yeniden inşasında Türkiye’nin ekonomik fırsatları değerlendirirken diplomatik ilişkilerde dikkatli bir denge gözetmesi gerekiyor. Özellikle Rusya, İran ve Çin gibi aktörlerle iş birliği, bu sürecin başarıya ulaşması için kritik öneme sahip.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Suriye’nin yeniden yapılanma süreci için yaklaşık 400 milyar dolarlık bir bütçe gerekiyor. Bu bütçenin 100 milyar dolarlık kısmının Türkiye için ekonomik fırsatlar yaratması öngörülüyor. Bu fırsatlar, yalnızca inşaat ve ticaret değil, aynı zamanda enerji, turizm ve lojistik sektörlerini de kapsıyor.
Kaynak:https://www.ensonhaber.com/
DÜNYA
6 gün önceDÜNYA
6 gün önceGÜNCEL
6 gün önceDÜNYA
6 gün önceDÜNYA
6 gün önceYAŞAM
6 gün önceMAGAZİN
13 gün önce