05 Aralık 2025 Cuma
Türkiye’de emlak vergisi ile ilgili yapılan yeni düzenleme, taşınmaz sahiplerine rahat bir nefes alacak. 2026 yılı için bina ve arazi vergi değerleri, 2025 yılı vergi değerlerinin en fazla iki katı ile sınırlanması bekleniyor. Bu değişiklik, yüksek artışlarla karşılaşan vergi matrahlarını daha öngörülebilir ve adil hale getirecek.
Özellikle emlak vergisi ile ilgili yaşanan ani artışlar ve yüksek vergiler, toplumda tepkilere yol açmıştı. Yeni düzenleme ile bu durumun önüne geçilmesi hedefleniyor. 2026 yılında, 2025’te kaydedilen vergi matrahının üzerinde herhangi bir artış yapılmayacak, bu da taşınmaz sahipleri için büyük bir avantaj sağlayacak.
Bu düzenleme, hem konut sahipleri hem de arsa sahipleri ödemelerini daha planlı ve hesaplı yapmalarını sağlayacak. Vergi matrahı hesaplamaları yapılırken, geçmiş yıl değerlerine sınırlamalar getirilecek ve aşırı yükselişlerin önüne geçilecek. Emlak vergisi oranlarının dengelenmesi, mülk sahipleri için mali açıdan önemli bir refah yaratacak.

Artan açığı açığı ve “yeterli erkek çalışan kalmadı” algısı, bazı sektörlerdeki gelişmelere yol açtı – yeni bir iş kolu ortaya çıktı. Bu gelişme, hem sektör temsilcilerinin, hem de toplumsal yapıdaki değişimlerin bir görünümü olarak değerlendiriliyor.
Yeni iş kolunun doğması, geleneksel silindirin ve beklentilerin yeniden şekillenmeye başlaması; iş gücü arz‑talep dengesi, toplumsal cinsiyet rolleri ve çalışma normları açısından ciddi bir kırılmaya işaret ediyor. Aynı zamanda bu açığın yaratacağı iş fırsatları, girişimciler ve istihdam arayanlar için yeni kapılar aralanıyor.
Özellikle yorgunlukta erkek eksikliği hissedilen hizmet ve üretim alanlarında — bu yeni düzenlemeyle birlikte — daha önce yaygın olmayan bölümler, işler ve roller şekillenmeye başladı. Bu durumda, istihdamın çeşitlenmesi ve önceki “normatif” iş tanımının yeniden düşünülmesine neden oluyor.
Toplumda ve ekonomi literatüründe bu tür değişimlerin uzun vadede ne gibi etkiler yaratacağı merakla izleniyor.

Eurovision Şarkı Yarışması 2026’ya İsrail’in katılımının onaylanmasının ardından, bazı ülkeler bu duruma tepki göstererek yarışmadan çekildiklerini açıkladı. İspanya, Hollanda, İrlanda ve Slovenya, İsrail’in bu yılki yarışmaya katılmasına karşı çıkarak, boykot kararı aldı. Bu karar, Avrupa çapında büyük yankı uyandırdı.
Eleştirmenler, Eurovision’un müzik ve eğlence odaklı bir etkinlik olmasına rağmen, bu tür politik ve diplomatik çekişmelerin yarışmanın ruhunu zedelediğini belirtiyor. Bazı ülkeler, yarışmanın sanatsal bütünlüğünü koruyarak siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğini savunuyor. Ancak diğer yandan, bu gelişmelerin yarışmanın geleceğiyle ilgili önemli bir tartışma başlattığı söyleniyor.
Eurovision 2026, sadece müzik değil, aynı zamanda siyasetle de anılacak gibi görünüyor. Yarışmanın siyasi boyutu, katılım sağlayan ülkeler ve izleyiciler arasında farklı görüşlerin oluşmasına yol açtı.

Ünlü dizi “Taşacak Bu Deniz”in genç yıldızı Ava Yaman, makyajsız pozuyla sosyal medyada gündem oldu. Genç oyuncunun doğal hali, takipçileri ve sosyal medya kullanıcıları arasında büyük bir yankı uyandırdı. Makyajsız pozunu paylaşarak cesur bir adım atan Ava Yaman, güzellik anlayışına dair güçlü bir mesaj verdi.
Bu paylaşım, Ava Yaman’ın samimi ve doğal halinin, birçok kişi tarafından beğenildiğini gösterdi. Sosyal medyada “gerçek güzellik” olarak takdir edilen poz, bazı takipçiler tarafından da özgün bir kadın imajı olarak öne çıkarıldı. Ava Yaman’ın makyajsız fotoğrafı, sosyal medyada doğallığa olan ilginin arttığını ve güzellik normlarının yeniden sorgulanmaya başlandığını gösteriyor.
Ava Yaman’ın paylaşımı, sektördeki diğer isimlere de ilham verirken, takipçilerden büyük bir destek aldı. Bu adım, doğal görünümün ve samimiyetin ne kadar değerli olduğuna dair önemli bir hatırlatma olarak kabul edildi.

Mesud Barzani, Devlet Bahçeli’ye yönelik daha önce yaptığı sert açıklamalarla ilgili olarak geri adım atmaya karar verdi. Barzani’nin ofisi, söz konusu ifadelerin “maksadını aştığı” açıklamasını yaparak, önceki söylemleri revize etti. Ancak bu geri adım, gerilimi yatıştırmaya yetmedi ve tartışmalar siyasi kulislerde devam ediyor.
Bahçeli’ye yönelik eleştirilerin yalnızca bireysel bir yorum olmanın ötesine geçip, toplumsal hassasiyet ve kutuplaşma yaratması, siyaset çevrelerinin dikkatini çekti. Yine de, Barzani’nin geri adım açıklamasının ne kadar samimi olduğu ve bundan sonraki süreçte ne gibi adımlar atılacağı, kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
Tartışma, sadece iki lider arasındaki ilişkiyi değil, Türkiye-Kürdistan ilişkilerini de etkileyebilecek boyutlara taşınmış durumda. Siyasetçiler ve analistler, bu tür açıklamaların diplomatik ilişkiler ve halkın algısı üzerindeki etkilerini mercek altına alıyor.