07 Ocak 2025 Salı
Arabesk müziğin unutulmaz ismi Ferdi Tayfur’un vefatı sonrası mal varlığı ve mirasının nasıl paylaşılacağı gündemde. Usta sanatçının 79 yaşında çoklu organ yetmezliği ve akciğer ödemi nedeniyle yaşamını yitirmesi, geride bıraktığı 3 milyar TL’lik servetiyle dikkat çekiyor.
Ferdi Tayfur’un bıraktığı miras, 80 daire, 7 villa, Marmaris’te bir ada ve bir koy gibi değerli taşınmazları içeriyor. Adana, İstanbul ve Marmaris’te toplam 86 taşınmazdan oluşan portföy, sanatçının geniş bir mülkiyet birikimine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Mirasın beş çocuğu arasında paylaşılması bekleniyor. Bu durumda her bir çocuğa yaklaşık 600 milyon TL düşmesi tahmin ediliyor.
Sanatçının Marmaris’teki yarımadası, “Cennetim” olarak adlandırdığı ve büyük değer verdiği bir yer. Emlak uzmanları, bu yarımadanın en az 12 milyon dolar (yaklaşık 400 milyon TL) değerinde olduğunu belirtiyor.
Sanatçının hayatında önemli bir yere sahip olan köpeği Banjo, Dogo Argentino cinsi ve Tayfur’un sadakat sembolü olarak biliniyor. Banjo’nun Ferdi Tayfur’un anısını yaşatacak bir dost olduğu ifade ediliyor.
Ferdi Tayfur’un farklı birlikteliklerden dünyaya gelen beş çocuğu, miras paylaşımının odak noktası. İşte sanatçının çocukları:
Ferdi Tayfur’un cenazesi sırasında yaşanan aile içi gerilim, miras paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkların habercisi oldu. Sanatçının geniş ailesi, miras sürecinde uzun tartışmalara sahne olabilir.
Ferdi Tayfur, sadece bıraktığı mirasla değil, sanat dünyasında bıraktığı izlerle de anılmaya devam ediyor. Şimdi, bu efsanevi ismin geride bıraktıkları, Türk müziği ve hayranları için birer hatıra olarak yaşamaya devam edecek.
Kaynak:https://www.yenicaggazetesi.com.tr/
Kaynak: Sabah
Arabesk müziğin unutulmaz ismi Ferdi Tayfur’un hayatını kaybetmesiyle Türkiye, büyük bir sanatçısını kaybetti. Ancak usta sanatçının cenazesi, yalnızca hüzün değil, aile içi tartışmalar ve hayranlarla gerilim dolu anlara da sahne oldu. Antalya’da tedavi gördüğü hastanede 78 yaşında vefat eden Ferdi Tayfur’un cenaze töreni, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nde gerçekleştirildi. Ancak bu anlamlı gün, yaşanan olaylarla gölgede kaldı.
Ferdi Tayfur’un yıllardır sorunlu bir ilişki yaşadığı bilinen kızı Tuğçe Tayfur ve usta sanatçının yeğeni Şirin Gözalıcı, cenaze töreninde tartışma yaşadı. Gerginliğin fitilini ateşleyen bu olay, Tuğçe Tayfur’un annesi Necla Nazır’ın tabut başına gelmesiyle iyice büyüdü. Alanın bir kısmında küfürler havada uçuşurken, yuhalanma sesleri törene katılanların tepkisini çekti.
Tuğçe Tayfur’un eşi Muhammet Aydın, yaşanan olayların ardından sosyal medya üzerinden dikkat çeken bir video yayınladı. Usta sanatçının hayranlarından ölüm tehdidi aldığını iddia eden Aydın, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Ferdi Tayfur hayranları beni öldürmekle tehdit ediyor. Siz kimi nerede öldürüyorsunuz? Doğacağım gün belli olduğu gibi öleceğim gün de belli. Allah değilsiniz ya! Ben hiçbirinizden korkmuyorum, tehdit edebileceğiniz bir adam değilim. Ferdi Baba diyorsunuz, önce insan olun.”
Aydın’ın bu sözleri, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve Ferdi Tayfur’un hayranlarının tepkisiyle karşılaştı.
Muhammet Aydın’ın açıklamaları, usta sanatçının hayranları tarafından tepkiyle karşılandı. Hayranlar, Aydın’ın sözlerini Ferdi Tayfur’un anısına saygısızlık olarak yorumladı ve sosyal medyada eleştirilerini dile getirdi. Birçok kullanıcı, sanatçının cenazesi üzerinden bu tür olayların gündeme gelmesini üzücü bulduğunu ifade etti.
Türkiye’nin en sevilen arabesk sanatçılarından biri olan Ferdi Tayfur’un kaybı, sanat dünyasında derin bir üzüntü yaratırken, cenazede yaşanan olaylar dikkatleri üzerine çekti. Aile içinde yıllardır süregelen anlaşmazlıklar ve hayranların tepkileri, sanatçının anısını gölgelememesi için dikkatli bir duruş sergilenmesi gerektiğini gözler önüne serdi.
Ferdi Tayfur’un müzikte bıraktığı derin iz, bu olayların ötesinde bir miras olarak hafızalarda yerini koruyacak gibi görünüyor.
Kaynak: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/
Kaynak: Haber Merkezi
Hollywood’un merakla beklenen etkinliği 82. Altın Küre Ödülleri, Los Angeles’ta düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Sinema ve televizyon dünyasının en başarılı isimlerinin ödüllendirildiği gecede, kazananlar hem hayranları hem de eleştirmenler tarafından büyük ilgi gördü.
Bu yılın en dikkat çekici yapımlarından biri olan The Brutalist, En İyi Drama Filmi ödülünü kazandı. Filmdeki performansıyla Adrien Brody, Drama Filmi Dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülürken, Fernanda Torres ise I’m Still Here filmiyle Drama Filmi Dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu.
Müzikal veya komedi dalında, Emilia Perez büyük bir başarı elde ederek En İyi Müzikal veya Komedi Filmi ödülünü kazandı. Filmin başrollerindeki Sebastian Stan (A Different Man) ve Demi Moore (The Substance), sırasıyla En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu.
Televizyon dalında drama kategorisinde Shogun, yılın en iyi dizisi seçildi. Dizinin yıldızı Anna Sawai, Drama Dizisi Dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü.
Müzikal veya komedi dizisi dalında ödül, popüler yapım Hacks‘e gitti. Jeremy Allen White ise The Bear dizisindeki performansıyla Müzikal veya Komedi Dizisi Dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
Mini dizi dalında ödüller şu şekilde dağıtıldı:
Ayrıca, Shogun dizisindeki performansıyla Tadanobu Asano, Drama Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü.
Gecenin öne çıkan diğer kazananları arasında, sinematik başarılarıyla dikkat çeken Wicked yer aldı. Ali Wong, stand-up performansı Single Lady ile ödül kazanarak televizyon dalında fark yarattı.
Bu yılki ödüller, sinema ve televizyon dünyasında çeşitliliği ve yeniliği bir kez daha ön plana çıkardı. Özellikle The Brutalist ve Emilia Perez gibi yapımların kazandığı ödüller, sanatın sınır tanımayan gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Kaynak:https://www.medyaradar.net/
Türk müziğinin efsane ismi Orhan Gencebay, İstanbul’un gözde semtlerinden Baltalimanı’nda bulunan Boğaz’a sıfır yalı dairesini satışa çıkardı. 44 yıllık hayat arkadaşı Sevim Emre ile birlikte yaşadığı bu özel konut için Gencebay, 107 milyon dolar (yaklaşık 3 milyar 780 milyon TL) talep ediyor.
Yaklaşık 160 metrekare büyüklüğündeki daire, 4 oda ve bir salon düzeniyle dikkat çekiyor. Şehirdeki yoğun tempodan ve özellikle hafta sonları artan kalabalıktan rahatsız olduğu belirtilen Gencebay, daha sakin bir lokasyona taşınmayı planlıyor. Sevim Emre, daha önce yaptığı bir açıklamada, “Orhan, daha büyük ve manzarası güzel bir ev bulursa o zaman taşınırız” diyerek bu ihtimali doğrulamıştı.
Orhan Gencebay’ın satış kararı, İstanbul Boğazı’ndaki yalı pazarını yeniden gündeme getirdi. Boğaz boyunca yer alan toplam 336 yalıdan yaklaşık 100’ü şu anda satışta. Bunların arasında en dikkat çeken ilanlardan biri, Bebek’teki 6 milyar TL’lik görkemli bir yalı. Ayrıca Kanlıca’da bulunan bir başka yalı 2.4 milyar TL’ye alıcı beklerken, Rumelihisarı’ndaki tarihi Müşir Zeki Paşa Yalısı için ise 120 milyon euro (yaklaşık 4.5 milyar TL) isteniyor.
Boğaz hattındaki lüks yalılar, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için cazip fırsatlar sunuyor. Özellikle tarihi ve mimari özellikleriyle öne çıkan yapılar, prestijli bir yaşam alanı arayanlar ve uzun vadeli yatırım yapmak isteyenler için büyük ilgi görüyor. Orhan Gencebay’ın yalı dairesi, bu hareketli pazarda dikkat çeken bir diğer seçenek olarak öne çıkıyor.
İstanbul Boğazı’nda satışa çıkan yalı sayısındaki artış, lüks emlak piyasasının dinamiklerini de etkiliyor. Yalılar, tarihi dokuları, benzersiz manzaraları ve prestijli konumlarıyla dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de seçkin bir statü sembolü olmaya devam ediyor.
Orhan Gencebay’ın satış kararı, sanatçının yaşam tarzında bir değişime işaret ederken, aynı zamanda Boğaz’daki emlak hareketliliğini de artırıyor. Daha sakin bir yaşam arayışı içinde olan Gencebay’ın bu adımı, diğer yalı sahiplerinin de benzer kararlar almasına yol açabilir.
İş dünyasının tanınmış isimlerinden İnan Kıraç’ın, Koç Holding’in eski muhasebe müdürü Emine Alangoya ile yaptığı evlilik, ailesi içinde tartışmalara neden oldu. Ünlü iş insanı İpek Kıraç, babasının evliliğinin iptali için İstanbul Anadolu Adliyesi 18. Aile Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkemeye sunulan dilekçede, İnan Kıraç’ın “akli melekelerinin yerinde olmadığı” ve bu durumun kullanılarak evliliğin gerçekleştiği iddia edildi.
87 yaşındaki İnan Kıraç’ın evlilik öncesinde aldığı “akıl sağlığı yerindedir” raporunun gerçeği yansıtmadığını öne süren İpek Kıraç, bu raporun geçersiz sayılmasını talep etti. Dilekçede, raporun alındığı Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’ne ilişkin kamera görüntüleri ve telefon HTS kayıtlarının incelenmesi istendi. Avukatlar, bu raporun düzmece olduğunu belirterek, evliliğin iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.
20 Aralık 2024 tarihinde Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün makamında gerçekleşen nikah, kamuoyundan gizlenmişti. Emine Alangoya, bu evlilikle birlikte dördüncü kez dünyaevine girmiş oldu. Ancak İpek Kıraç, babasının bu evlilik kararının, akli yeterliliği olmadığı bir dönemde alındığını ileri sürdü ve yasal süreci başlattı.
İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görülen davada, İnan Kıraç’ın evlilik öncesi sağlık durumuna ilişkin iddialar detaylı bir şekilde incelenecek. Kamera kayıtları ve telefon verilerinin mahkemeye sunulmasıyla birlikte, raporun gerçekliği de sorgulanacak. Mahkeme süreci, Türkiye’nin iş dünyası ve kamuoyunda yakından takip ediliyor.
İpek Kıraç’ın dava hamlesi, aile içindeki çatışmayı bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından biri olan İnan Kıraç, bu tartışmalar karşısında sessizliğini korurken, mahkemeden çıkacak karar hem aileyi hem de kamuoyunu yakından ilgilendiriyor.
Kaynak:https://www.medyaradar.net/