Bize Kendinizden bahseder misiniz? ben 1982 yılında Erzincan’ın dünyaya geldim,Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi kamu yönetimi mezunuyum aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler Sosyoloji ve çocuk gelişimi bölümlerinde okudum,şu an özel bir bankada teminat kontrol servisine yönetici olarak görev yapmaktayım,yaklaşık 20 yıldan beri şehir yazıyorum Aynı zamanda da okuyorum evliyim 13 yaşında bir kızım var 4 yaşında da biri oğlum var İstanbul’dayız Orhan Veli tadında yaşıyorum.
Şiire olan ilginiz nezaman başladı? şiiri olan ilgim aslında liseli yıllarda başladı benim edebiyat öğretmeninin kulakları için nasıl Mahmut hocamız çok güzel şiir okurdu aynı zamanda tam bir Nazım Hikmet tahranıydı Bir de Orhan Veli ikisini şiirinde özellikle okurdu,o şiiri okuduğu zaman bizim böyle Aslında biz yaramaz bir sınıftık ve Hababam Sınıfı nitelendirilen sınıflardan birisiydi ama o ne zaman şiiri okursa herkes böyle sessiz bir şekilde onu dinlerdi biz böyle bir masal dünyasında bir kendimizi hissederdik,o günlerde aslında yani ufak tefek makaleler işte kompozisyon tarzı yazılar yazıyordum ama,şiir tarzı o modülde hiçbir şekilde yazmamıştım Ama Mahmut Hoca sayesinde ben de işte Orhan Veli işte Nazım Hikmet daha sonra Diğer şahilerin kitaplarını şeylerini okudukça orada farklı bir dünya keşfettim.Aslında yarım kalan bir tarafımı orada buldum diyebilirim onları okudukça ve daha sonra şiir yazmaya başladıkça Mahmut Hocama da Yazdıklarım bir ilettim o da baktı böyle yeteneği keşfetti Aslında onun söylediği bazı edebiyat dergileri vardı o zamanlar şiirlerimizi oraya yönlendirdik ve bazıları da yayınlandı lise dönemimde Zaten okulda artık Özel günlerde biliyorsunuz işte Cumhuriyet kutlamalarında vesaire diğer günlerde Artık bana da okutmaya başlamıştı,o sırada ben öyle başladı daha sonra da yaklaşık 20 yıldan beri de hiç bırakmadım yazmaya devam ediyorum.Herkes Şair olabilir mi ? Herkes Şair olabilir mi sorusunun cevabında Aslında ilk önce biraz şiiri tanımlamak gerekir kısaca tanımlamak gerekirse şiir işte kelimelerle imgelerde duygularınızı karşı tarafı edebi biçimde anlatma sanatı Aslında yazma sanatı.Bana sorarsanız şairlik bir yetenek işi aslında ama sadece tabi yetenek yeterli mi diye sorarsanız yetenek sadece yeterli değil o yeteneğin üzerinde de yoğun bir çalışma gerekiyor,bir kere kelime haznenizin gerçekten geniş olması gerekiyor ve hayat sürekli değiştiği için de sürekli okumanız farklı kültürlerde İşte diğer dünyadaki şairlerin şiirlerini okumanız gerekiyor ve aynı zamanda Bunlar da yeterli değil işte empati yeteneğinizin çok kuvvetli olması gerekiyor Çünkü aslında Şair küçük şeylerden büyük hikayeler ve masallar çıkartıyor bir anlamda işte bir örnek veriyorum bir Lambaya baktığınız zaman Sokakta bir kediye baktığın zaman herkesin görmediğini Aslında bir anlamda görür Görem yeteneği de kuvvetli aynı ilham alan Her şeyden biraz da yaşanmıştı doğması gerekiyor tabi bu çok yaşamış da olabilir Çok O kerak da olabilir ama empati yetene dediğimiz yani bazı şeyleri yaşamasa dahi Sanki karşı tarafa onu birebir hissiyatını vermesi gerekiyor Mesela Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitleri şiirinde slında Çanakkale’de değildir o savaşı hiç görmemiştir ama size öyle bir anlatmıştır ki şairüste adamımız sanki orada o Savaşı birebir gözler önümüzde geziyor ve o şehitlerin ne gibi duygular olduğunu bize anlatabiliyor .O yüzden hem empati Hem biraz çalışma hem de tabii İşte o edebi biçimleri imgeleri vesairede kullanması gerekir sadece yetenekte yeterlidir.
Peki ülkemizde şiiri olan ilgi nasıl? Aslında böyle bizim ülkemizde her sabah uyandığımızda böyle bir şiddet olaylarıyla uyanıyoruz, ama özümüzde aslında biz ülke olarak biraz duygusal bir ülkeyiz Aslında özümüzde aşk var bizim hani Mehmet Akif Ersoy işte İstiklal Marşı’nda İşte şu Eda fışkıracak toprağa sıksan şu Eda dediğin zaman, toprakta hep şehit çıkar diyor ama aslında biz o toprakları sıktığımız zaman, birisinden Atilla çıkar birisinden razı Hikmet çıkar Aşık Veyseller çıkar feryatla Şirinler çıkarken Kerem rahatsızlığa çıkar Yunus emrelerimiz çıkar Aslında bizim özümüzde yani nasıl bir Turnalara kaydedenlere türküler yazıyorsak sevdiklerimize daha önce işte mektuplarla bir şekilde mendilek mendil kanalı ile işte şeyler yazıyorsak Biz aslında duygusalız baktığımız zaman.Ama ne yazık ki bu duygusallığımızı ne zaman getirdik çok fazla bilmiyorum ama biraz şiir yetim kaldı Biraz edebiyatımız maalesef kaldı biraz geri planda kaldı Belki bu İşte hayatın biraz değişmesiyle sosyal medyanın biraz daha artmasıyla hızlı çok çabuk duygularımıza hızlı bir şekilde tüketmeye başladık maalesef duygularımızı ifadelerimizi böyle 160 karakteri sığdırmaya başladık biraz da çabuk sıkılıyoruz ,çok uzun şeyler okumuyoruz artık hayatın getirdiği bu tarz yenilikler var ama biz yine bir şekilde ben özümüze döneceğimize inanıyorum, ama maalesef şu an biraz yetim kaldı.
Yazdığınız şiirlerde hangi konulardan bahsediyorsunuz etkilendiğiniz şairler kimlerdir? bir tane şiirimde kendimi tanımdayken şu musalları kullanmıştım gözlerinden öperim diye biten mektupların şairiyim ben, işte sürekli Eskide kalan ama Özlenen işte posta kutusunda ama pulların da Atatürk fotoğrafı olan gurbet özlemiydi beklenmiş ve toprak kokusu elleri öpen Bir Şairim diye nitelendirmiştim kendimi.Dolayısıyla aslında ben biraz nostaljiden eskilerden biraz nemalanıyorum oradan faydalanıyorum bir Yeşilçam hastasıyım aslında bütün filmde sadece Alışık hayranınız aynen öyle hatta sadece dışını o Ah Müjgan filmi vardır meşhur onun hatırına mesela Müjgan Seydi şiirlerinde vardır onun dışında İşte 80’lerin 90’ların o siyasi çekişmeleri var o 80’lerin ve 90’ların yine Sokak kültürü çocukluk ilişkileri oyunları o dönemler biliyorsunuz yani nükle ve mavi önlüklerdeki gibi değişim duyguları var işte tyt’de Bizimkiler dizisi vardı hatırlarsanız oradaki saf duygulardan çok besleniyorum.Tabi ki İşte ailem eşime ve çocuklarımı da aynı zamanda şeyler yazıyorum aslında yaşadığım şeylerden Tabii Feyza diyorum ama en çok böyle eskiden öyle 80’lerin o güzel ortamından çok besleniyorum izleyicilerimiz Yazdığınız şiirlere nereden ulaşabilir bir tane İnstagram sayfam var şiirlerimi paylaştığım Yağmur Adam şiirleri ismi aslında bu ismi söylerken de sürekli hem sayfayı takip eden şehir dostlarımız hem de arkadaşlarımız neden yağmur adam diye ismi koyduğunda merak ediyorlar yıllar önce videosunu çok orijinal olan Yağmur Adam diye bir film var aslında ona benzetiliyor ama o filmi bile çok da ilgisi yok benim işte ilk göz ağrım işte biricik kızım adı Yağmur ben işte yaşamın boyunca Ee yani Yaşarken bir takım şeylerin eksik olduğunu hissetmiştim Aslında evlendim mutluyum ama yine bir takım şeyler eksik gibi işte kariyer var kariyerleri adım adım ilerliyorum yine hadislerinde eksik olduğu hissetmiştim ama ne zaman ki kızım Hastane odasında ağlamaya başladığı zaman tamam dedim Yani bir eksiklik vardı ve onu tamamladığını anlamış oldum ismi oradan geliyor Yağmur Adam yani yağmurla birlikte insanlarımıza adamlarımızı tamamlamış olduğum için bu ismi vermiştim.Peki bir okur olarak kendi Yazdığınız şiirleri Nasıl değerlendiriyorsunuz? yani aslında şöyle söyleyeyim Evet imgelerle işte edebi biçimlerle şeyler yazı diyor,daha önce de işte Divan edebiyatında büyük üstadlarımız işte hece ölçüsüyle aruz mevsimde birçok şeyler yazdı.Aslında bir önceki soruda da işte ilham aldığımız İşte benim için orhaneli çok önemlidir .Çünkü garip akımını başlatmış ve şiirlerin bir kalıba girmemesi gerektiğini Aslında İsyankar biraz daha devr-i cinsleri vardır Orhan Bey’in o anlamda yani şiiri aslında çok büyük bir şey getirmiştir,benim şiirlerim de aslında Orhan veli’ye benzer ve serbest ölçüde yazmış olduğum şeylerden oluşuyor,ama şöyle bir durum var bunu söylediğim zaman biraz da eleştiriyorum gerçi ama bunu söylemeden duramayacağım.Şimdi biz büyük üstadların şeyi deneyine okuduğumuz zaman kitaplarda vesaire Aslında Mesela bir Cemal Süreya yani ya da bir Atilla ya da Orhan Veli’nin birçok şiiri vardır, ama bizim aklımızda kalan şiirler genellikle hangi deridir böyle imgeleri çok güzel kullanmış basit Herkesin anlaşabileceği anlayabileceği o mısralardır nedir mesela işte Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda yalnızca çok güzel ifade etmiş,cemal süreya işte Sizin hiç Babanız Öldü mü Benim bir kez oldu kör oldum ya da işte elimden tuttu yoksa düşeceğim Yağmur götürecek yoksa böyle Atilla İlhan baktığımız zaman bu şehirler hem çok basit bir şekilde anlaşılır hem de imgeleri o kadar güzel kullanılmıştı ki insanların kalplerinde bir yer edinmiştir benim şey derim de evet o üstadlarda yarışamıyor ve bilirim ama en az onlar kadar güzel olduğunu düşünüyorum ve yanlış olduğum şeylerin de hem anlaşılır basit hem de imgelerin çok kuvvetli olduğuna inanıyorum,altını yakın şiirlerim var hani böyle bu şeylerin hepsi okunduğu zaman Sadece 5 tane altısı da değil de hepsinden insanların kalplerinde bir yer edindiğini .Vermiş olduğum örnekler gibi mısraların kalıcı olduğuna inanıyorum Tabii ki asıl önemli olan kitle yani ne kadar anlaşıldığı ve size ne kadar sahiplenildiği değildir çünkü Bir şairin yazdığı şiir sadece kendi anladığı sadece kendisinin yorumladığı bir şey olmaması lazım karşı taraf bunu alacak kalbinde bir yere gidecek ve sahiplenecek nesilden nesile gidecek zaten.
Bir şirrinizi okurmusunuz bize? evet aslında çok özel şiirler var ama tabii ki en önemli benim için çok okuduğum zaman duygusallaştım aileme işte eşime ve çocuklarıma yazmış olduğum şeylerle burada bir pozitif ayrımcılık yapacağım tabii ki canım kızıma yazmış olduğum doğum günü yanlış olduğum bir şey diye okumak isterim.
doğum gününde yazmıştım bu şiirimi. İyi ki doğdun güzel kızım Sana yazdığım hiçbir şehirde Kırk Haramilerin mağarasından kelimeler kullanmadım, parmak kız gibi ceviz kabuğuna koyup kimse kırmasın diye pencereden hiç ayrılmadım, olur da bir gün hansel ve gretel gibi kaybolursun diye 3 kez öpüp gökyüzüne bıraktığım ekmek kırıntılarını cebimden hiç eksik etmedim, Kırmızı Başlıklı gözlerine kötü kalpli kurtların yenildiği mutlu sonla biten masalları anlattım, emek verir ve sevgiyle bakarsan hayata tahta kalpli olanları bile aşka çevirebileceğini söyledim, sadece aynaya baktığımda burnumuz uzadı senin gözlerinde hiçbir zaman Pinokyo olmadım fareli Köyün kavacısı ile söylediğim ninnilerle uyuttum, seni pamuk prenses’in yedi cüceleriyle biri olup gıdıklayarak öperek uyandırdım her sabah ne zaman İşe gitsem ayakkabının teki kaybolurdu anlamsızca denedim Senin gülümsemen hiçbir yüze uymuyordu ayakkabını giydirirken külkedim oluyordun sırtım ise balkabağı güzel kızım ömrün rapunzel’in saçları gibi uzun olsun Olur da bir doğum gününde Alaaddin’in Sihirli lambasında 3 dilek hakkı verilirse ve ben o gün yanında olamazsam benim için bir dilek tut yıldızların arasından sesini duyabileyim ve bana bir masal anlat içinde Yağmur olan her daim mutlu olan unutma Kızım bu dünya bir masaldır ve sen bu masanın bitmesini istemediğim en güzel sayfasısın.
SPOR
1 gün önceYAŞAM
2 gün önceGÜNDEM
2 gün öncePOLİTİKA
2 gün önceMAGAZİN
2 gün önceEKONOMİ
2 gün önceMAGAZİN
2 gün önce