17 Mayıs 2024 Cuma
News
Şeyma Bıyıklı, İstanbul Aydın Üniversitesi’nden İnsan Kaynakları bölümünden mezun olduktan sonra, çocukluk hayalini gerçekleştirmek üzere OHOM ARGE’de çalışmaya başladı. Babasının otomotiv tamirciliği mesleğinden etkilenerek, genç yaşlardan itibaren arabalara ilgi duyan Bıyıklı, üniversite sonrası bu sektöre adım atarak kariyerine yön verdi.
OHOM ARGE, sigorta şirketleriyle ortak çalışan bir mobil onarım firması olarak öne çıkıyor. Mekanik onarım, elektronik direksiyon kutusu onarımı ve CNC jant onarımı gibi hizmetler sunan firma, Türkiye’de ve dünya çapında ilk CNC jant onarımını gerçekleştiren firma olarak biliniyor. Çin’den gelen temsilcilik tekliflerini reddederek, bağımsızlıklarını koruma ve yerli sektöre katkı sağlama kararı aldılar.
Şeyma Bıyıklı, OHOM ARGE’nin üretici standartlarına uygun onarımlar gerçekleştirdiğini ve insan hayatına zarar vermeyen soğuk pres işlemlerini kullandığını belirtti. Firma, Türkiye’de ilk elektronik direksiyon kutusu onarımını gerçekleştiren ve bu alanda Ar-Ge çalışmaları yürüten öncü firma olma özelliğini sürdürüyor.
Firma, Türkiye’de geri dönüşüm projelerine ağırlık vererek ithalatı azaltmayı ve ihracatı artırmayı hedefliyor. Otomotiv parçalarının geri dönüştürülmesiyle ekonomiye katkı sağlamayı ve çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsemeyi planlıyorlar. OHOM ARGE, ayrıca Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde fabrikalar kurarak iş istihdamını artırmayı da amaçlıyor.
Erkek egemen otomotiv sektöründe, kadınların yönetici pozisyonlarında daha fazla yer almasını savunan Bıyıklı, kadınların dikkatli ve titiz çalışmalarıyla sektöre değer katabileceğine inanıyor. Kendisinin de bu tutku ve sevgiyle işine bağlı olduğunu vurgulayan Bıyıklı, sektördeki diğer kadınlara ilham vermeyi amaçlıyor.
Bu söyleşi, OHOM ARGE’nin hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi ve kaliteli hizmetleriyle öncü bir firma olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Şeyma Bıyıklı’nın tutku dolu yaklaşımı ve vizyoner bakış açısı, firmayı daha da ileriye taşımak için güçlü bir temel oluşturuyor.
News
Almanca’nın eğitim alanında daha etkin ve yenilikçi bir şekilde öğretilmesi, Türkiye’nin eğitim sektöründeki önemli hedeflerinden biri haline gelmektedir. Bu bağlamda, İnkılap Eğitim’in akademik koordinatörü Emrin Münevver Kondul ile yapılan bir söyleşide, Almanca öğretiminde benimsenen yaklaşımlar ve gelecek vizyonu ele alındı.
Kondul’un 20 yılı aşkın süredir Almanca öğretmenliği deneyimi ve özel okulculuk geçmişi, söyleşinin temelini oluşturdu. Almanya’da doğup büyümesi, dil ve kültürle iç içe bir çocukluk geçirmesine yol açtı. Bu durum, Almanca öğretimine olan tutkusunun temelini oluşturduğunu belirtti.
Söyleşide, Almanca öğretimindeki mevcut durum ve gelecek vizyonu ele alındı. İnkılap Eğitim’in öğretmenlere sunduğu eğitim materyalleri ve yenilikçi metotlar, Almanca öğreniminde daha etkin ve ilgi çekici bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Kondul, liderlik, yaratıcılık, empati ve iletişim gibi özelliklerin, başarılı bir Almanca öğretmeninin sahip olması gereken temel nitelikler olduğunu vurguladı. Öğrencilerle kurulan güçlü bağın, dil öğreniminde kritik bir rol oynadığını belirtti.
Son olarak, Kondul meslektaşlarına seslenerek, Almanca öğretimindeki idealizmi ve tutkuyu korumaları gerektiğini vurguladı. Ülkenin aydınlık yüzlerine ihtiyaç duyulduğunu ve bu nedenle öğretmenlik mesleğini severek ve isteyerek yapmanın önemine dikkat çekti.
Emrin Münevver Kondul ile yapılan bu söyleşi, Almanca öğretimi alanında yeni perspektifler sunarak, eğitimdeki dönüşüm çabalarına ışık tutuyor.
News
Asiye Kocatürk, geçmişten bugüne uzanan deneyimlerini, sağlık alanındaki kariyer yolculuğunu ve geleceğe dair hedeflerini anlatan bir video söyleşi ile gündeme geldi. İstanbul’un köklü sağlık kuruluşlarından Medipol Üniversitesi’nde ebelik bölümünü kuran Kocatürk, 40 yıldan fazla bir süredir bu alanda çalışıyor ve ebe mesleğinin önemine dikkat çekiyor.
Kocatürk’ün hikayesi, Erfelek’in Kızılcaelma köyünden İstanbul’a uzanan bir göç hikayesiyle başlıyor. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a gelen ve evde çocuk bakarak çalışmaya başlayan Kocatürk, bir günlük gazetede gördüğü bir yazı ile sağlık mesleğine olan ilgisini keşfetti. Bu noktada ebelik mesleğiyle tanışması, onun için bir dönüm noktası oldu ve bu yolda ilerlemeye karar verdi.
Mesleki eğitimini tamamlayıp Ebeler Okulu’ndan mezun olduktan sonra, zorlu şartlarda görev yaptığı Ağrı Cumaçay’dan İstanbul’a tayin isteyen Kocatürk, burada doğumhanede 8 saatte 100 doğumun gerçekleştiği bir yerde çalıştı. Ardından Türkiye’nin dört bir yanında çeşitli görevlerde bulunan Kocatürk, son olarak Medipol Üniversitesi’nde ebelik bölümünü kurarak gelecek nesillerin ebe yetiştirme sürecine katkı sağladı.
Görüşlerinde, doğum hizmetlerinin daha fazla geliştirilmesi ve normal doğumun teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Kocatürk, ebelerin sadece doğumla sınırlı kalmayıp toplumun birçok sağlık ihtiyacına yönelik hizmetler sunması gerektiğini belirtiyor. Ona göre, ebelerin işi sadece doğumla ilgili değil; anne adaylarının bilinçlendirilmesi, doğum sonrası bakım, aile planlaması gibi birçok alanda da etkin rol oynamaları gerekiyor.
Asiye Kocatürk’ün hikayesi, bir ebe olarak mesleki derinliği ve toplumsal önemiyle ilham verici bir örnek teşkil ediyor. Onun öncülüğünde ve deneyimlerinden ilham alarak, sağlık alanında daha nitelikli ve toplumun ihtiyaçlarına uygun hizmetlerin sunulması için adımlar atılabilir.
News
Selin Ceylan’ın sunumuyla, işkolik programında bugün tanıtım ve reklam fotoğrafçısı Ufuk Başkır’ı ağırladık. Ufuk Bey, fotoğrafçılığın sadece bir iş olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayarak, fotoğrafın sanat ve iletişim becerisi gerektiren bir meslek olduğunu belirtti. Başkır, “Sanatçının başarısı, sanatının başarısından çok, sanatının ne kadar başarılı olduğunu etrafına ikna etme becerisidir.” diyerek başarının sadece teknik becerilerle değil, aynı zamanda görsel iletişim yeteneğiyle de alakalı olduğunu ifade etti.Sohbetleri sırasında, fotoğrafın sadece basit bir görüntü olmadığını, derinlik ve atmosfer gibi unsurların önemine değinen Ufuk Başkır, fotoğrafçının bakış açısının ve vizyonunun bu işte ne kadar önemli olduğunu vurguladı.Konuşma boyunca, Türkiye’de tanıtım fotoğrafçılarının meslek odası oluşturma çabaları ve bu alandaki zorluklar da ele alındı. Başkır, fotoğrafçılığın sadece teknik bir meslek olmadığını, aynı zamanda hayal gücü ve bakış açısıyla da şekillendiğini vurgulayarak, fotoğrafçılığın sanat ve görsel iletişim becerisi gerektiren bir meslek olduğunu belirtti.Ufuk Başkır’ın anlattıkları, fotoğrafçılığın sadece bir görüntü yakalama işi olmadığını, aynı zamanda bir sanat ve iletişim aracı olduğunu vurgularken, fotoğrafçının kendine özgü bakış açısı ve vizyonunun bu alandaki başarıyı belirleyen önemli faktörlerden olduğunu gösterdi.
News
Business Channel Türk TV’de yayınlanan BEN SAVAŞ KALAFAT programına CÜNEYT OCAK konuk oldu.
📍 Bu sektöre ilginiz nasıl başladı?
#operatördoktor #bensavaşkalafat #cüneytocak
🎧 Bizi Spotify hesabımızdan takip edebilirsiniz ;
– https://open.spotify.com/show/0N4vtEH…
📚Business Channel Türk Dergi 69. sayıyı okumak için
https://businesschanneldergi.com/busi…
📚 Business Channel Türk Dergi 68. sayıyı okumak için ;
https://businesschanneldergi.com/busi…
📚Business Channel Türk Dergi 67. sayıyı okumak için ;
https://businesschanneldergi.com/67-s…
📚Business Channel Türk Dergi 66. sayıyı okumak için ;
https://businesschanneldergi.com/66-s…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.